2

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Hatırlarsak, bir önceki dönem İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı CHP’nin Adayı Ekrem İmamoğlu kazanırken, en az belediye başkanlığı kadar önemli olan Meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakı almıştı. AK Parti 176 sandalye ile birinci olurken, CHP 128 sandalyede kalmıştı.

Sonrasında 5 yıl boyunca bu belediyede sürekli belediye başkanı ile meclis üyeleri arasında çatışma yaşandı. Ekrem İmamoğlu’nun meclise getirdiği kararların çoğu Cumhur İttifakı’nın meclis üyeleri tarafından reddedildi. Kamuoyu önünde yapılan bu tartışmalarda sonuçta ne oldu biliyor musunuz?

Seçmen tartışmalardan bıktı ve bu seçimlerde iki başlılığa son verdi.

Ekrem İmamoğlu’nu yine büyükşehir belediye başkanı olarak bu sefer daha büyük oy farkıyla göreve getirirken, Büyükşehir Belediye Meclisi’nde de çoğunluğu 184 sandalye ile CHP’ye vererek “rahat rahat çalışın” dedi. 1 Nisan’dan önce 174 sandalye ile çoğunluğu elinde bulunduran AK Parti 130’a, MHP’de 4 sandalyeden 2 sandalyeye geriledi.

…..            ……                ……

Bursa’ya gelirsek…

İlginçtir, bu dönem aynen 5 yıl önceki gibi bir İstanbul modeli ortaya çıktı.

Bursa’da büyükşehir ile merkez ilçe Osmangazi’de 20 yıllık iktidarını sonlandıran AK Parti için, 13 belediyenin 9’a düşmesi tam bir kayıp olurken, Büyükşehir meclisinde iktidarda kalmayı başardı.

Ya da tersinden okursak;

Bursa seçmeni AK Parti’ye 20 yılın sonunda bir vefa örneği olarak “Büyükşehir’i CHP’ye, size de Meclis’i veriyorum. Size verdiğim bu fırsatı değerlendirebilecek misiniz?” dedi ve …

106 meclis üyesinden oluşan büyükşehirde Cumhur İttifakı’na 59 sandalye verirken, muhalefete 41’i CHP’nin, 4’ü iyi Parti’nin, 1’er kişi de YRP ve Ata ittifakı olmak üzere 47 sandalye verdi.

…..                 ……                  ……

Bakalım süreçte Mecliste çoğunluğu elinde bulunduran Cumhur ittifakı aynen 31 Mart’tan önce İstanbul Büyükşehir’de olduğu gibi Belediye Başkanlığından gelen kararları siyasi çatışmalara dönüştürüp başkanla çatışacaklar mı? ya da Bursa için ortak değerlerde buluşacaklar mı?

Eğer AK Parti Meclisi tıkayacak tartışmalara girerse korkarım 5 yıl sonra Meclisi de kaybeder. Zira seçmenin bu tür kavgalara artık tahammülünün kalmadığı ayan beyan ortada…

İşte bu noktada AK Parti’de atılan ilk adımların süreci daha sağlıklı götüreceği işaretini verdi. Çünkü, AK Parti’nin  Meclis Başkan Vekili olarak seçtiği 2 isim kişilikleri ile dikkat çekiyor.

Birinci Vekil Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz olurken, 2. başkan vekili de İnegöl Belediye başkanı Alper Taban oldu.

Her ikisi de hem partileri hem de kent adına doğru bir seçim olmuş.

Zira ortak özellikleri AK Parti’nin oy deposu olarak bilinen Yıldırım ve İnegöl’de belediyeyi yeniden kazanmış olmaları ve geçen süreçte de başarılı belediye başkanı olarak göz doldurmaları. Her ikisinin ağır başlı, sakin ve kavgadan, kısır çekişmelerden uzak uzlaşmacı yapısının bu dönemde büyükşehirde Bursa adına Mustafa Bozbey’e de katkı sağlayacağına, kutuplaşan siyaseti bir nebzede olsa ortak değerlerde buluşturacağına inanıyorum.

…..             …..              ……

Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz gerek parti içinde aday belirleme döneminde gerekse de aday gösterildikten sonra konumu itibariyle en rahat seçim geçiren belediye başkanı oldu. AK Parti cephesinde sakin, ağır başlı, kibirden arınmış, uzlaşmacı kişiliği, merkezin en büyük ilçe belediye başkanı sıfatıyla birleşince büyükşehirde birinci isim olarak ona büyük bir sorumluluk yükledi.

Nitekim geçtiğimiz hafta yazarlarımız Yüksel Baysal ile Necati Kartal, Haber Müdürümüz Umut Kutluca ve haber ekibimizle ziyarete gittiğimiz de bu misyonunu özellikle belirtti.

Bugüne kadar Yıldırım’ı sadece iktidarın görüş ve talepleri, eleştirileri doğrultusunda yönetmediklerini, muhalefetten gelen eleştiri ve önerileri de dikkate aldıklarını söyleyen Başkan Yılmaz’ın ” Biz aynı tavrı şimdi Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde de yürütüyoruz. Ortak kanat oluşursa şehre katkı sağlanır. Devir-teslim töreninde biz bunu Mustafa Bozbey’e de ifade ettik. Şehre nasıl katkı sağlarız düşüncemiz ve bir medeniyet tasavvurumuz var. Bunu inşa etmek istiyoruz. Türkiye sıradan bir ülke değil. Kurucu bir ülke ve böyle bir misyonu var. Biz de bu misyonla hareket ediyoruz” sözlerini ben de ileriye dönük Mecliste sağduyunun galip geleceği yönünde değerlendiriyorum.