0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Yıllardır Bursaspor’un düzlüğe çıkması için neler yapılması gerektiğini yazıyoruz…

Bir kesim hak verirken, diğer bir kesim Bursaspor’un kurtuluşunun inatla transferle olabileceğini savunuyor…

Bu bugünün, dünün değil yılların sorunu…

Bu mecradan da yazdım, yine tam listeyi kaleme alabilirim, her şeyi anlatabilirim…

Bursaspor’un kurtuluşunun en az 5 yıllık planlamadan, sportif akılla yönetilmesinden geçtiği hakkında yine ve yine yazmaya gerek yok!

Borç almış başını gidiyor ve açıkçası kimse kılını bile kıpırdatmıyor…

Kulübün başkanının arkasında destek olmadan hiçbir şey yapamayacağını zannediyorum konuşmaya gerek yok…

Mali kontrol parayla olur ve uzun yıllardır Bursaspor’un kasası tam takır, kuru bakır!

Artık sayacağımız kurtuluş planlarının da bu borçla çözüm olacağını düşünmüyorum!

Bursaspor köprüden önce son çıkışı çoktan geçti…

‘Olmaz mı, olur’ ancak bunun için gerçekten 10 yıllık bir planlama yapıp şimdiden başlamak şart!

Süper Lig’de mücadele eden, arkasında Koç Grubunun olduğu, tüm ülkeye hatta Avrupa’ya hitap edecek sponsorluk sözleşmesi imzalayacak durumda olan Fenerbahçe’nin borcu 6 milyar
190 milyon…

Son dolar artışının ardından zannediyorum Bursaspor’un borcu 1 milyarı da geçmiştir…

İkinci Ligdesiniz, elinizde satışını sağlayabileceğiniz oyuncu yok, şehirden destek zaten yok her şeyden öte pazarlamaya yönelik bir hamle dahi yok!

Ve öyle ya da böyle her yıl iki lig üzerinizde zirveye oynamak için kadro kuran kulübün borcu sizin sadece 6 katınız!

Hal böyle olunca Bursaspor’un bu halde kurtuluşu da zor gözüküyor…

Kulübün artık kabuk değiştirmesi şart!

Ya Göztepe gibi bir kulübün sadece yarışma hakkı satın alınacak ya da derse çok güzel çalışılarak kulübün bir ya da birden fazla sahibi olacak…

Ben açıkçası ikincisinden yanayım…

Red Bull gibi bir firmanın kulübü ayağa kaldıracağını düşünüyorum…

Evet kulübün sahibi olacak, evet başkan seçilmeyecek CEO atanacak, evet taraftar kulübü dizayn edemeyecek…

Bursaspor’u çıkarsız sevenler için kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi?

Uzun yıllardır bazı taraftar gruplarının Bursaspor üzerindeki etkisini anlatmaya, kulübü dizayn etme çabalarını tekrar dillendirmeye gerek yok zannediyorum…

Mustafa Er’in söylediği gibi; taraftar taraftarlığını bilecek, basın mensubu basın mensupluğunu, teknik direktör de teknik direktörlüğünü…

Ancak şöyle düşünmek gerekir;

Çok sevdiğiniz kulübünüz yaşayacak,

Başında futboldan anlayan bir CEO olacak,

Altında bir futbol direktörü olacak ve o da haliyle futboldan anlayacak,

Teknik adam oynatılmak istenen futbola göre seçilecek,

AŞ olacağı için haliyle kâr amacı güdülecek ya da zarar edilmemesi için savaş verilecek,

Altyapı sistemi tam olarak kurulacak,

Taraftar maçına gelecek, takımını gönülden destekleyecek,

‘Bursa bizi desteklemiyor’ diyen yok, ‘yönetim istifa’ desen fayda etmez, en fazla baskıyla teknik adamı yerinden edebilirsin o da kulüp sahibi uygun görürse…

Gerçekten kulübü destekleyenlerin ön plana çıkacağı bir yapı…

Size bu düşünceler garip gelebilir ancak Bursa’da futbolu herkesin bilmesi ve herkesin de kendi bildiğinde diretip karşı düşünceyi yok sayması Bursaspor’u bu duruma getiren asıl unsurdur!

Bu sebepledir ki; Bursaspor’un yaşaması için siyasetten, karmaşadan, çıkar odaklı taraftar gruplarından, menajerlerden, amatörce yönetilmekten uzak durması gerekiyor!