“Bize de mi lo lo!”

Yayın: 22.10.2022 10:00 - Güncelleme: 24.10.2022 18:27

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Hikaye meşhurdur. Hatta hemen her yörenin artık kendine uyarlanmış bir “Lo lo” hikayesi bile vardır.

Biz içinden birini çekip anlatalım.

Efendim, borcunu ödeyemeyen birisini alacaklısı mahkemeye vermiş. Borçlu, avukata koşup durumu anlatmış.

Avukat akıl vermiş: “Mahkemede dilsiz taklidi yapacaksın. Yargıç ne sorarsa sen, ‘lo, lo’ diyeceksin, başka hiçbir şey demeyeceksin. Gerisini bana bırak…” demiş.

Borçlu, mahkemede her suale, “lo lo” diyerek avukatın dediğini yapmış. “Gerisini bana bırak” diyen avukat ise gereğini yapmış; “Müvekkilim dilsizdir, böyle bir borcu yoktur, zavallıyı haksız yere mağdur ediyorlar” diye duygusal bir savunma yapınca yargıç beraat kararı vermiş.

Avukat davayı kazanmanın keyfiyle borçlunun yanına gidip, avukatlık ücretini talep edince, borçlu, yine “lo lo” diye cevap vermiş. Buna şaşıran avukat ise, “Bize de mi lo lo” demiş.

Gelelim kıssadan hisseye. Bu topraklar öylesine talihsiz ki; her şartta, “lo lo” diye akıl veren, her durumu “lo lo” yüzsüzlüğüyle kotaran ve her adımda ayrıcalık isteyen “Bize de mi lo lo”culardan geçilmiyor.

KARAR’dan İskender Öksüz, İngilizlerin tuhaflığını anlattığı yazısında, Doğan Cüceloğlu‘ndan dinlediği bir “lo lo” anısını paylaşmış. Hikaye şu: Cüceloğlu, ağabeyiyle birlikte oturduğu apartmana girer. Asansörün üstünde “Arızalıdır” yazılıdır. Yazıyı gören Cüceloğlu ve ağabeyi merdivenlere yönelirler. Tam o sırada apartmana kalantor bir başka adam girer ve hakimane bir sesle kapıcıya seslenir: “Asansör bize de mi bozuk?”

Bu da bir şey mi? Ben, okulda, bir kat aşağıdaki öğretmenler tuvaletine inmeye üşendiği için bulunduğu kattaki öğrenci tuvaletinin üzerine “Arızalı” yazıp, kendileri kullanan, öğrencileri de iki kat aşağıya indiren alan ve atölye şefi biliyorum. Daha da acısı ne biliyor musunuz? Vurdumduymaz okul idaresi, bunu yapana değil buna itiraz edene burun kıvırıyor. Şaşırdık mı? Tabii ki; hayır. Çünkü bu toplumda iş bilmek değil, işini bilmek marifet sayılıyor.

SON SÖZ:

“Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” sorusunun sorulduğu kadar başka hiçbir soru sorulmamıştır herhalde bu topraklarda. Bunun kitabı bile yazıldı. Arı Turunen, kibrin, iş bilmezliğin ve kendini beğenmişliğin tarihini hayatın içinden örneklerle, “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” adıyla okura sundu.

SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ