27,4696$% 0.56
29,1455€% 0.37
33,6532£% 0.68
1.651,95%0,59
2.750,00%0,32
742997฿%2.53486
Yayın: 15.06.2023 20:45 - Güncelleme: 19.06.2023 11:28
CHP’de her seçim sonrası izlemeye alıştığımız ama bir türlü konusu ve sonu değişmeyen filmi yeniden izliyoruz.
CHP, yenilmeyi adeta kabullenilmiş çaresizlik olarak yaşıyor.
Bir tek CHP’li yöneticisinin bir seçim kazanabilme umudu yok ama zaten öyle bir dertleri de yok açıkçası.
CHP’de iktidarı kaptırmayalım yeter mantığı partiyi 60 yıldır iktidardan uzak tutuyor.
CHP’nin özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun başa gelmesinin ardından düştüğü mezhep siyaseti çukuru ve HDP ile her geçen gün daha fazla yan yana duruş, geleceğe yönelik umutları da yok ediyor açıkçası.
Film aynı, sonu aynı.
Değişen bir şey yok.
Seçimin ardından hemen hain arayışına başlayan ve genel başkana ve ekibine istifa et baskısı geleneksel olarak başlatılırken, yeni genel başkan aday namzetleri de ortaya çıkıyor.
Ya da;
“Topu önüme atın da gol yapayım” tadında davranıyor.
CHP’de kurultay süreci başlatılmış.
Üye profili belli,
O üye profilinden çıkacak delege profili belli,
O delegenin seçeceği genel başkan da belli.
Demokrasicilik oynuyor CHP;
Ama her şey daha bugünden belli.
Özgür Özel’in genel başkan adaylığı o kadar net bir şekilde taktik adaylık ki!
Bunu kundaktaki bebek yemez.
Ancak…
Genel başkanlığı isteyen Ekrem İmamoğlu’nun durumu aynı değil.
İmamoğlu hırslı ama cesaret eksikliği var.
3 kez AK Parti’ye karşı seçim kazanmış biri olarak özgüveni var ama yaş tahtaya da basmaya niyeti yok.
En iyi tanımlama herhalde Gazeteci Cüneyt Özdemir’in “Abdullah Gül Sendromu” olacak.
İmamoğlu, CHP Genel Başkanlığını çok istiyor ama çıkıp adayım demiyor.,
Değişim diyor…
Ama bu değişimi ancak ben yaparımı söylemiyor.
İmamoğlu aslında Kılıçdaroğlu ile yarışmak istemiyor.
Dahası onun ekibinden biriyle de yarışmak istemiyor.
Genel Başkanlığın kendisine tepsiyle getirilmesini istiyor.
Kazandığı seçimlerin tamamının demokratik ortamdaki yarışlar olduğunu biliyor ancak…
CHP Genel Başkanlığı seçimi delege yapısı nedeniyle demokratik ortamdan çok uzakta.
Atanan delegelerin genel başkan ataması gibi oluyor bunu da en iyi İmamoğlu biliyor.
Bu yüzden kamuoyu oluşturma çabası veriyor İmamoğlu, Dengeyi iyi tutturmak zorunda olduğunu biliyor.
Kılıçdaroğlu devam ederse bu kez İstanbul’un da elinden uçup gidebileceğinin farkında.
Ki…
Aslında bugün bile İstanbul’a adaylığı tartışılıyor.
Yani Kılıçdaroğlu ekibi İmamoğlu’ndan çoktan vazgeçmiş durumda.
Ekrem İmamoğlu’nun taktik davranışlarını aslında seçimden önce de sıklıkla gördük.
Cumhurbaşkanlığı adaylığı için Meral Akşener’le olan sıkı ilişkisi ortadayken, masadan kalkan Akşener’in aday ol çağrısını elinin tersiyle itmişti.
Yani bir üst makam isterken İstanbul’uda kaybetmek istemiyor İmamoğlu.
Aslında CHP’nin ne kadar büyük bir girdabın içinde olduğunu İmamoğlu üzerinden okuyabiliriz.
Hani derler ya CHP’de bu üye ve delege yapısı varken Atatürk kalksa gelse Kılıçdaroğlu kazanır.
Bütün partiye bu düşünce sirayet etmiş durumda.
Eldeki veriler de zaten onu işaret ediyor.
Bir Don Kişot’un çıkıp sınaması gerekiyor ama o Don Kişot’luğu yapmaya İmamoğlu yanaşmıyor.
Özgür Özel ise dediğimiz gibi sadece taktik aday.
Demokrasi makyajı.
Kılıçdaroğlu olmasa bile Özel’in şansı yokken ve yılların tecrübesi bir isim olmasına rağmen aday olmasının altında bambaşka bir hesap yattığı ortada.
Tabanın gazını almak.
Şimdi dikkatle takip ediyoruz.
CHP’de tek heyecan verici durum İmaümoğlu’nun ikna olup aday olması olabilir.
Ancak İmamoğlu seçime tek girmek isteyecektir.
Başka türlü riske girmez.
Tıpkı Abdullah Gül’ün hepiniz anlaşın gelin tek aday olarak beni gösterin yaklaşımı gibi.
Bana sorarsanız, sonu da Gül gibi olur.
Oturur oturduğu yerde.
Bursa kokan bir kitap okumak ister misiniz?
Yaklaşan felaket için Bursa’ya bir kez daha ışık tuttu
BESOB’un hedefinde ne var?
Yeşiltaş’tan beklenenden iyi başlangıç!
“Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti”
Kirazlıyayla Sanatoryumu Uludağ’ı 2. Davos yapar mı?
Yabancı sözcükler yabani otlar gibidir!
İki doğru kaç yanlış götürür?
O ilçede artık işin çivisi çıktı