DOLAR

19,0540$% 0.13

EURO

20,5095% -0.63

STERLİN

23,5029£% -0.37

GRAM ALTIN

1.211,44%-0,66

ÇEYREK ALTIN

2.004,00%-0,20

BİTCOİN

525256฿%-2.88039

Öğle Vakti a 13:15
Bursa AÇIK
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
İsmail Taştan

İsmail Taştan

25 Mart 2023 Cumartesi

Bu bir seçim değil adeta bir savaş!

Bu bir seçim değil adeta bir savaş!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İYİ Parti Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu’ndaydı bir süredir gözler. Öyle ya Ülkücü gelenekten gelen, sert ve keskin söylemleri, harika bir hitabet kabiliyeti ile son yıllarda yıldızı parlayan isimlerden biriydi.

Son olarak 6’lı masada yaşanan krizin ardından aslında herkes ne tepki vereceğini bekliyordu ancak o tam da zamanını bekledi. CHP ile HDP arasında kurulan asıl ittifakın su yüzüne çıkmasını bekledi o açıklama HDP’den gelince Yavuz Ağıralioğlu, sosyal medyasından “Siyasi gündemle alakalı bugün saat 16.00’da TBMM’de basın toplantısı düzenleyeceğim. Türk Milleti’ne saygılarımla” açıklamasını yaptı.

Tüm Türkiye’nin gözü kulağı o saate çevrildi.

Beklenen çok sert bir açıklama ile Ağıralioğlu ve belki bir grubun İYİ Parti’den istifa edebileceği yönündeydi.

Açıklama beklendiği gibi çok sertti.

Bize pusu kuruldu masada dedi örneğin.

Devamında “HDP’nin içinde olduğu terörün gölgesinin düştüğü yerde olmayız” derken “Bu yarışı bunca yanlışın içerisinde 60-40, 70-30 bitirebilecek bir mutabakat aramalıyız, 50’yi 1 geçmek duygusu muhalefeti kirletecek dedik.

Dediğimizi bulduk.

Seçmen 30 milyona 30 milyon gelse bir oyla iktidar belirlenecek olsa dedik, o oy çocuklarımızın katilini methediyorsa dedik, o oyla kazanmaktansa kaybetmeyi şerefi bilenlerin partisidir İYİ Parti dedik” cümleleri döküldü ağzından.

Çok dertli oldukça öfkeliydi. Güçlendirilmiş parlamenter sistem diye yola çıkılıp Güçlendirilmiş Kemal Kılıçdaroğlu modeli memlekete umut olarak sunulmuş oldu derken de, “Kaybetme endişesine küfür ediyorsanız, kaybeder miyiz korkusu duyanlara üç gün boyunca 30 yıllık küfür ediyorsanız, siz iktidara gelince, güç eline geçince, ne yapacağını da görüyoruz” sözleriyle aslında masanın ortaklarının ne kadar güvensiz ve ne kadar tehlikeli olduklarını da yüksek sesle dillendiriyordu.

 Akılda kalan cümlelerinden bir kısmı da şöyle Ağıralioğlu’nun: “Biz bölücüleri dinlemeyiz, çocuklarımızın katilini dinlemeyiz.

HDP’nin yetkililerini Türk devletine katil derken görüyorum, çok diyorlar.

Devlete katil derken gösterdiğiniz cüretkarlığı bir kere PKK’ya katil derken göstermediniz. HDP, Türk demokrasisinin şantajcısına dönüşmüştür.

Sonuç olarak vekillik başvurusu yapmadığını ancak partisinden de istifa etmeyeceğini dile getiren Ağıralioğlu, bunlar benim görüşlerim partimin bir tasarrufu olup olmayacağını göreceğiz diyerek tamamladı basın toplantısını.

Yavuz Ağıralioğlu’nun sözleri ve masada çıkan krizin üstünden yaşananlar ve son olarak HDP’nin küstah eylemlerinin ardından aday çıkarmaması gösteriyor ki bir üst akıl Türkiye’ye bir savaş veriyor.

Bir büyük oyun kurulmuş ki, sonu nereye varacak bilen yok.

Ancak şu gerçeği unutmamak lazım Türk devletinin aklı her zaman çalışır.

Bugün bu oyunu kuranlar ve hamle yapanlar dahası Türk siyasetini esir alıp şantaj yapanların ortaya çıkarılması da Türk devlet aklının görevi. 

Milleti ve devleti ne kadar birbirine güvenirse o devletinde milletin de geleceği çok daha açık olur.

Bugün oynanan oyunu kurulan pusuyu millete anlatmak lazım ki millet zalimi de mazlumu da bilsin ve tanısın.

Ne yazık ki Türkiye’ye bugün ismi HDP olan zihniyeti 1991 seçimlerinde İsmet İnönü’nün oğlu Erdal İnönü’nün genel başkanı olduğu SHP açmıştı.

Bugün bir vites daha atlamanın gayretini görüyoruz.

Umarız bu kez terör örgütleri arasında da kirli bir ittifakı ve ortaklığı barındıracak bu büyük oyun seçime varmadan deşifre edilir.

Şimdilik saflar belirleniyor.

Son olarak Yeniden Refah Partisi Cumhur ittifakına dahil oldu.

Tarihin en kritik 50 gününü ve ardından da belli bir süreci yaşayacağımızdan şüphe yok.

Hakkımızda hayırlısı…

Devamını Oku

Hiçbir iyilik cezasız kalmaz!

Hiçbir iyilik cezasız kalmaz!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Atasözleri tabi yaşanmışlıkların sonucu oluşan bir halk edebiyatı türü. Yıllar asırlar süregiden olayların dilden dile ulaşması, dilde evrilmesiyle oluşuyor. 

Yazının balığı da onlardan biri ve bizim ülkemizde bizim kültürümüzde en fazla kullanılan atasözlerinden biri. 

Hiçbir iyilik cezasız kalmaz. 

Herkesin şahit oldukları vardır. 

Bazen gerçekten de öyle olduğunu görüyor, duyuyor, izliyoruz. 

Sosyal medyanın iyi kullanan muhtarlardan biri hiç şüphesiz Çiftehavuzlar Muhtarlığı. 

Halkı bilgilendirme, faaliyetler vs. Oldukça faal bir sosyal medya hesabı. 

Son paylaşımı ise oldukça etkileyiciydi. 

İyilik ettiği için iyilik yapma mücadelesi verdiği için sık sık şikayet edildiğini ve sık sık ifade vermek zorunda kaldığını dile getiren mahalle muhtarı, bu duruma oldukça akıcı bir dille tepki göstererek, ders veriyor adeta. 

Muhtarın sosyal medya mesajı şöyle;  

“Kur’an-ı Kerim öğrettik diye,

Hayır ekmeği dağıttık diye,

12 yaşında Samiyi sünnet ettirdik diye,

Kitap okuyana 20 TL verdik diye,

Resimleri 20 TL’ye  satın aldık diye,

! Bunları finanse edelim diye yolda giderken elimize tutuşturulan 10 yada 20 TL aldığımız için, Muhtarlığın altından atılan paraları aldığımız için, Hesaba gönderilen 10-20-50-100 TL’ler için

! Cimer’e, Kaymaklığa, Belediyelere, Siyasi Partilere defalarca şikayet edildik.

İfade vermekten yorulduk. 

Bundan sonra;

1-Kuran öğretmeyeceğim,

2-Muhtarlıkta ekmek dağıtmayacağım, 

2-Muhtarlıktan ekmek alanlar Cumartesi – Pazar Ekmeksiz kalmasınlar diye hayır Ekmeği dağıtmayacağım,

3-Kitap okuyana 20 TL vermeyeceğim,

4-Resim yapana 20 TL vermeyeceğim,

5-Bugünden sonra Erzak vermek için kayıt almayacağım,

6-Yetimlere ayakkabı almayacağım,

7-Kurban Bayramında da Kurban eti dağıtmayacağım..

8-Giysi ve eşya yardımı yapmayacağım. 

Yolda gördüğünüzde elime para tutuşturmayın, Muhtarlığın kapısının altından para atmayın, Hesabıma para göndermeyin..

Bundan sonra Batı Trakya Olimpik Spor Kulübü olarak sportif faaliyetlerimizle ilgileneceğiz..

! Erzak için 21/03/2023 tarihine kadar söz verdiğim hayırseverlerden bulurum dediğim 221 erzağı vereceğim..

! Yetimlere ayakkabı için 21/03/2023 tarihine kadar söz verdiklerim var, Ayakkabılarınızı alacağım. 

İş bulmaya da devam edeceğim inşallah”

Muhtarın bahsettikleri birebir doğruysa kim bundan rahatsız olur? 

Nasıl oluyor da iyilik yapanın iyiliğini engellemek için insanlar mücadele veriyor? 

Bunu anlamak gerçekten biraz güç hatta çok güç. 

Belli ki muhtar iyi bir sinerji oluşturmuş mahallesinde ve insanlar da birbirlerine yardım etmek için oldukça güzel bir dayanışma gösteriyor. 

Bu dayanışmaya katılmak varken yapılanları önlemeye bozgunculuğa bir insan nasıl meyleder? 

Yazık gerçekten çok yazık. 

Bu coğrafyadan iyi insanları, iyiliği, Allah rızasını, Kur’an’ı, vatan millet sevgisini çıkarırsanız geriye ne kalır? 

İyi insanları küstürürseniz, kötülerle başbaşa kalırsınız. Kötüyü tercih etmek niye? 

Ya iyilik eden cezalandırılırsa ve iyilik etmekten vazgeçerse ne kazanacaksınız. 

Muhtar o kadar bezmiş ki yapmayacağım diyor. 

O kadar insanın ahını almak kime ne kazandırır. 

İyiliği engellemek bir başarıyla aferim madalyayı hak ettiniz!

Devamını Oku

Muhalefet neyi nasıl yapacak?

Muhalefet neyi nasıl yapacak?
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Seçime 2 aydan daha az bir süre var ve aslında tamamen bir kayıkçı kavgası tadında seçim süreci işliyor. İktidar yaptıklarını anlatıyor ve bir çoğunu da hizmete açarak icraatlarını gösteriyor. 

Muhalefet ise yapacaklarını ya da daha iyi yapacaklarını söylemek, itiraz ettikleri ve yanlış bulduklarını nasıl düzelteceklerine yönelik söylemler yerine AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı üzerinden bir yöntem izliyor.

Oysa yapmaları gereken çok basit. 

Ne diyorlar harami düzeni sona erdireceğiz. 

Güzel söylem olarak. 

Ancak harami düzeni nasıl sona erdireceklerine yönelik bir planları yok. 

Varsa o harami düzeni, bir yerden insanlara göstermeleri ve doğrusunu da icraat ve söylemlerle aktarmaları gerekir. 

Mesela CHP, İYİ Parti ve HDP’nin belediyeleri var. Buralarda kurulan harami düzenleri yerle yeksan ederek, kimsenin gözünün yaşına bakmadan göstermeleri mümkün. 

İnsani ve adil düzenden bahsediyorlar mesela. 

Söylem güzel. 

Nasıl kuracaksınız bunu anlatsanız millete. 

Yok mu diyecek bir sözünüz. 

Ben daha iyisini yaparım ve şu yöntemlerle yaparım demeye cesaretiniz yok mu? 

Ben insanı adil düzeni şu şu şu şekilde getireceğim diyen var mı? 

Öyle hamaset söylemleri lie değil ama halkın anlayacağı bizzat hayatın içinden verilecek örneklerle. 

Piyasada her gün bilmem ne şu kadar oldu fırsatçılar şöyle yapıyor, yağmacılar böyle yapıyor söylemlerinin altını ancak ben bunu önleyeceğim ve köklerini kazıyacağım söylemi ile değil, yöntemi ve projesiyle ortaya koymakla halkı inandırmak mümkün olur. 

Yoksa palavraya bu ülkede ceza kesmiyorlar. 

Bugün muhalefetin en önemli çıkmazlarından birisi söylem ve eylem arasındaki devasa fark. 

Türkiye’nin en büyük illerinden 11 tanesi, ve dahi en büyük iki şehrini yönetiyor muhalefet. 

Şimdi İstanbul’da geçtiğimiz 4 yılda yapılanlar ve yapılmayanlar aslında iktidara geldiklerinde ne yapacaklarına ışık tutuyor doğrusu. 

İstanbul’da öyle akılda kalan bir hizmet olmadığı gibi, 4 yıl öncesinden daha iyi denilebilecek bir hizmet daha saymak zor. 

Benzer durumlar Ankara, Adana ve Antalya gibi şehirlerde de aynı. 

Mesela deprem üzerinden ajitasyon yapan ve bir tek kişi bile istifa etmedi söyleminin sahibi olan muhalefet, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı’nın neden hala daha istifa etmediğini sorgulamıyor. 

15 yıldır bu kenti yöneten ve kentsel dönüşüm yapmayan belediye başkanı, bir de depremin üçüncü günü bize sorgulamayın beyanatı vermişken. 

Bakmayın şimdi kamuoyu araştırmaları ve trol ordularıyla sokakta rüzgar estirme çabalarına. 

2002’de AK Parti iktidara gelirken o seçimde 550-0 olur mu tartışmaları yapılıyordu. 

Rüzgar öyle olur. 

Bugün muhalefetin kendisi dahi kazanacaklarına inanmıyor. 

Daha bir hafta önce masa devirdiler bizim ya kazanamaz diye. 

Çok uzatmayalım. 

Parlamenter sistem vatandaşın umrunda bile olmaz. 

Vatandaş güvende olmak ister, hizmetlerin sürmesini ister, hayatının daha konforlu olmasını ister, çocuklarıyla ilgili kaygılarının en aza inmesini ister. 

Parlamenter sistem geri gelecek vaadi ancak ideolojik saplantı içindeki yüzde 3-5 oranında kişiyi etkiler. 

Onlar da zaten muhalif tarafta. 

Millet İttifakı eğer rezil olmak istemiyorsa, bugünden tezi yok, neyi nasıl yapacağını anlatmaya başlamalı. 

Bu da yetmez, elindeki yetki alanlarında bunun uygulamasını göstermeli. 

Yoksa milletin palavraya karnı tok. 

Sandıktan bu şekliyle çıksa çıksa muhalefete hüsran çıkar. 

Devamını Oku

Şöyle arkanıza yaslanın ve bir düşünün

Şöyle arkanıza yaslanın ve bir düşünün
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Bir lidere oy veren kitleler ne ister? 

Sorunun yanıtı oldukça basit. 

Sözünde dursun vaatlerini yerine getirsin, milletini refaha ulaştırsın, yarınlara umutla bakacak ortamı sağlasın. Eğitimden sağlığa ve güvenliğe kadar insanların tedirgin olmasının önüne geçsin. 

Seçime gidiyoruz ve Türkiye hem Cumhurbaşkanını hem de yeni parlamentoyu seçecek. 

Sağ muhafazakar kesimde bir tek gündem var Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesi. 

Son seçimde ilk turda en yakın rakibine 20 küsur puan fark atarak ipi göğüslemiş bir isim Recep Tayyip Erdoğan ve son 20 yıla damga vurmuş bir lider. 

Üstelik bu sadece ülke sınırları içinde değil dünyada sözü dinlenir bir lider haline gelmiş. 

Eğer Recep Tayyip Erdoğan’ın dirayetli, vizyoner, inatçı siyaseti olmasaydı ben size söyleyeyim biz hala başörtüsü sorununu, laiklik elden gidiyor masalını, askerlerin siyasete ayarını, elimizden yitip giden uluslar arası haklarımızın ardından yaktığımız ağıtları tartışıyor olurduk. 

“Sonunu düşünen kahraman olamaz” sözü var ya tam da Cumhurbaşkanı Erdoğan için söylenmiş bir sözdür adeta.  

Erdoğan iktidara gelirken asker darbe yapar bunları indirir havası vardı. Hatta o dönem birçok isim kuruluşunda yer almalarına rağmen AK Parti’de siyaset yapmayı bile göze alamadılar. Bunlardan bir örneği İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’dir. 

Ancak Erdoğan, hiçbir tehdidi hiçbir şantajı asla kabul etmedi ve kararlı bir şekilde hedefe yürümeye devam etti. 2007 seçimlerine gidilen süreci biliyoruz. 

Bir yandan Çankaya’ya başörtülü eşle çıkılamaz naraları atarken bir yandan da 28 Şubat kafasının benzer çığırtkanlıkları ile asker hatsizce ültimatom veriyordu. 

“Öyle mi” dedi Erdoğan, buyurun millete gidiyoruz. 

Çok kral haketti. 

Had öyle değil böyle bildirilir deyip, rakiplerini de darbe heveslilerini de ezdi geçti. 

Son 50-70 yılda muhafazakar milliyetçi kesimin en büyük hayallerinden biri nedir deseniz hemen Ayasofya’nın açılması derim. 

Bakmayın siz Kemalistlerin boş laflarına.

Ayasofya’yı tekrar camiye dönüştürmek, son yüzyılın en büyük meydan okumalarından biridir. 

Öyle müzeyi camiye çevirdim demekle yetmiyor, dünyanın hakim güçlerine rest çekiyorsunuz ve bizim coğrafyamızda buna cesaret edecek o güne kadar kimse çıkmadı, çıkamadı. 

Yine 30 yıl işgal altında kalan Azerbaycan topraklarını, daha ilk dakikadan itibaren “Azerbancanımız ne şekilde isterse ve ne zaman isterse o şekilde yanında olacağız” açıklamasıyla savaşın tarafıyım, yüreği yeten varsa buyursun gelsin restini çeken bir lider Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. 

İsyancılara boyun eğmek yerine derhal orayı terk edin yoksa ben gereğini yaparım diyerek Taksim’e toplanan devrim hayali kuran çapulcuları anında çil yavrusu gibi dağıtan bir lider Erdoğan

Duruşu, oturuşu, konuşması, girişi çıkışıyla gerçek bir lider portresi Recep Tayyip Erdoğan. 

Bu milletinin paralarıyla alınan tankı topu, uçağı millete dönmüşken, ölümüne bu vatanı savunacağız, bunlara pabuç bırakmayacağız diyerek darbeci alçakları yerle yeksan eden bir lider Recep Tayyip Erdoğan. 

Bu milleti hayallerine her geçen gün kavuşturan bir lider aynı zamanda. 

Şimdilerde Erdoğan kazanır mı kazanamaz mı diye yine algı oluşturanlar, 6-9 parti bir araya gelerek ilkesizce Erdoğan gitsin de isterse vatan düşsün diyenler var. 

Ya bu millet neden vazgeçsin liderinden. 

En zor zamanında bile lideri bırakmıyor milletini, milleti dünyanın da inim inim inlediği ekonomik kriz nedeniyle mi bırakacak liderini. 

Ve karanlıktan başka bir vaadi olmayan rakiplerini mi devletin başına bela edecek. 

Bu Milleti ahmak zannedenler her zaman hüsrana uğradılar. 

Milletin feraseti her zaman galip geldi bu coğrafyada. 

Bugün de gelecek yarında gelecek. 

Türk milleti kendi canını bile millete feda etmeye gönüllü liderini öyle üç beş çapulcunun algı yönetimiyle terk etmez. 

Bakın bugün Meclis’teki isimlerin hiçbirini tartışmıyoruz. 

Hepsi değişse kimsenin itirazı bile olmaz. 

Tek adam Erdoğan ama milletin gönlündeki tek adam. 

O milletine milleti ona inanıyor ve güveniyor. 

Geriye ise her seçim dönemindeki saçmalıklar kalıyor. 

Bunu herkes biliyor ve kabul ediyor. 

Şu an Erdoğan’ı yenebilecek ne lider var ne oluşum. 

Sözlerini tutan, milleti için mücadele eden bir liderle, palavradan öteye geçemeyen, boş laftan başka sözü olmayan yapıların yarışında ancak lider kazanır. 

Devamını Oku

Mantıklı sol bile Erdoğan diyor!

Mantıklı sol bile Erdoğan diyor!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Elinde uydurma değil bilimsel veri olmadan üfürürsen, seçim gecesi defalarca hayal kırıklığına uğramaya mahkum olursun. 

Dahası kabullenilmiş çaresizlik kaderin olur. 

Muhalefet de olsan iktidar da olsan elindeki verilere bakarak siyaset üretmek durumundasın. 

Aksi durum yenilmeye doymamaktan ileriye gidemez. 

Sol kesimde genel olarak uydurma anketler üzetinden ve birbirlerine verdikleri gazlarla siyaseti yürütüyorlar. 

Bu da sandık geldiğinde hüsran üzerine hüsran yaşamalarına neden oluyor. Oysa mantıkla ve veriyle hareket etseler belki daha sağlıklı bir siyaset üreterek en azından hedefe yürürken bir şansları olacak. 

Olmuyor olamıyor. 

Malum Halk TV, CHP’ye yakın bir kanal ve son dönemde muhalefetin basın alanında amiral gemisi olmaya soyunmuş bir yayın kuruluşu. 

Genel olarak yayınları kitleyi gaza getirmek üzerine olsa da ve bir çok yorumcusunun dünyadan kopuk olduğunu düşünsemde son kesimde aklıyla hareket eden aklıyla konuşan isimler de var. 

Bunlardan birisi Gazeteci İsmail Saymaz. Müzmir bir muhalif olmasına rağmen veriyle, ve gerçeklerle yüzleşmeyi bilen bir isim olarak kamuoyunda ciddiye alınan isimlerden birisi şüphesiz. 

Geçtiğimiz günlerde Halk TV’de bir programa katıldı Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Cem Toker’le birlikte. 

Her ikisinin de programda yaptığı analizler sol kesimin pek hoşuna gitmeyecek olsa da aslında ibret alacakları çok değerli tespitler. 

Programda söz alan Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Cem Toker, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hedeflerine yürürken açıkladığı projelerini kararlılıkla yerine getirdiğini vurguladı. 

Bu bir siyasetçi için en kritik alan tabiki. 

Devamında da “Adam yapacağım dediği pek çok şeyi yaptı.” ifadeleriyle yapılan anti propagandanın aksine sözünü tutan bir lider olduğunu belirterek hakkını teslim etti. 

Toker’in şu ifadeleri de muhalefet için bir ışık olabilir;  “On yıllarca tartışılmış şeyler.. 

Taksim’e cami yapacağım dedi, yaptı. Ayasofya’yı açacağım dedi, açtı. Havalimanını isteseniz de istemeseniz de açacağım dedi, açtı. Yani zekanız kıt değilse bu adam söylediklerini yapar.” Yani Erdoğan verdiği sözü tutuyor o nedenle de kitlesi ondan neden vazgeçsin diyor. 

Bu konuşmanın ardından konuşan Gazeteci İsmail Saymaz’ın sözleri de ibret vericiydi sol cenah adına.

Aslında düşünün demeye getirip yanlış yollardan giderek Erdoğan’ı yenemezsinizi anlattı net olarak. 

Erdoğan’ı yenmek için tuttuğunuz yol da yol değil yöntemde doğru değile getirdi. 

Bakın neler söyledi ve Erdoğan’ı nasıl övdü Halk TV yorumcusu İsmail Saymaz.  

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dindar vatandaşların yıllardır hasretle beklediği gelişmeleri bir bir yerine getirdiğini şöyle anlatıyor Saymaz: 

“Tayyip Erdoğan son soğuk savaş siyasetçilerinden. 

Bunu unutmayalım. 

Siyaseti soğuk savaş koşullarında öğrenmiş. 

1970’lerin ikinci yarısında Akıncılar Derneği içinde dünyanın kapitalist ve komünist diye ayrıldığı bir çağda, o değerler dünyası içinden gelmiş birisi. 

Dolayısıyla 35-40 yıllık siyasi kavganın içinden geliyor.

Tayyip Erdoğan dediğiniz adam, direğe çıkıp pankart asmasını da bilir, mahalle delegesini de milletvekilliğini de bilir. 

Siyasetin niçin yapıldığını bilir.

İdealleri ile siyasi gerçekler arasındaki makası da biliyor. 

Siyasal İslamcıların hayal ettiği ne varsa yaptı. Bir Anayasa’ya dini İslamdır ibaresi konulmadı. 

Onun dışında Ayasofya açıldı. 

Ayasofya 70’lerin sloganı. 

Taksim’e cami, 50’lerin sloganı. 

Kamuda örtünme meselesini hal yoluna koydu.

Dolayısıyla Tayyip Erdoğan kaybetmek üzere seçimi beklemeyecek. 

Hafife almamak gerekir”

Son olarak da Tayyip Erdoğan’ı hafife almak seçimi kaybetmek anlamıya gelir diyerek ölümcül vurusu yapıyor Saymaz. 

Çünkü biliyor ki Erdoğan o anket algılarıyla yenilecek bir isim değil. 

Milletin güvenini sonuna kadar kazanmış, milletin taleplerini yerine getirmiş, zaman zaman kendi hayatını bile riske atarak milletinin yanında olmuş birisi. 

Öyle sloganla hamasetle milletin gönlünde kurduğu tahtı kimse yıkamaz.

Bakmayın siz ortalıkta yaygara yapan bir grup solcuya, bu millet Recep Tayyip Erdoğan’a gönlünde taht vermiş dünyevi tahtlar ne ki? 

Hem milletin isteklerini yerine getirmek için çırpınan bir lidere oy vermek yerine neden oyunun rengini değiştirsin ki? 

Dünyanın süper güçlerinin bile başa çıkmakta aciz kalabileceği bir çok badireden milletini hasarsız ya da en az hasarla çıkarmış bir lideri  ucuz siyasetle yenmeyi hayal edenler ancak seçim gecesi “Adam kazandı” sözleriyle hüsrana uğramaya mecburdur. 

Türk siyasetinde iktidarın değişmesine neden olacak bir atraksiyon yok.  

Devamını Oku