32,9949$% -0.11
35,8195€% -0.26
42,5549£% -0.22
2.528,01%0,83
4.147,00%0,21
2236259฿%2.32576
شهدت صناعة الكازينو على الإنترنت في العالم العربي تطوراً ملحوظاً في السنوات الأخيرة. مع التقدم التكنولوجي، أصبح الوصول إلى الألعاب أسهل وأكثر أمانًا. على سبيل المثال، موقع YYY Casino يقدم تجربة لعب استثنائية مع تأمين عالي المستوى لبيانات المستخدمين.
تنوعت الألعاب المتاحة في الكازينوهات العربية بشكل كبير. الألعاب الكلاسيكية مثل البوكر والبلاك جاك لا تزال تحظى بشعبية كبيرة، بالإضافة إلى ألعاب السلوتس والروليت التي تجذب عدداً كبيراً من اللاعبين.
توسعت خيارات الدفع في الكازينوهات العربية لتشمل طرقاً متنوعة مثل البطاقات الائتمانية، المحافظ الإلكترونية، وحتى العملات الرقمية. هذه التنوعات توفر راحة وأماناً أكبر للمستخدمين.
تعتبر التراخيص والتنظيمات القانونية للكازينوهات على الإنترنت عاملاً مهماً لضمان اللعب النزيه وحماية اللاعبين. الكازينوهات العربية تتبع معايير عالمية في هذا المجال.
يتوقع أن يستمر نمو صناعة الكازينوهات العربية على الإنترنت بفضل التطور التكنولوجي وزيادة الوعي بأهمية اللعب المسؤول. هذا النمو يفتح آفاقاً جديدة للترفيه والأعمال.
Glory Casino'da kazanmanın ilk adımı, doğru oyunu seçmektir. Oyun çeşitliliği, her oyuncunun tarzına uygun seçenekler sunar. Slot oyunları, masa oyunları veya canlı casino seçenekleri arasından seçim yaparak Glory casino indir ve kazanma şansını artır. Oyunların kurallarını ve ödeme tablolarını incelemek, başarılı bir başlangıç için kritik öneme sahiptir.
Başarılı bir Glory Casino oyuncusu olmak için stratejik planlama şarttır. Her oyunun kendine has stratejileri vardır. Örneğin, blackjack oynarken kart sayma veya rulette çeşitli bahis sistemlerini kullanmak kazanma şansını artırabilir. Her oyun için farklı stratejiler geliştirerek, kazanma olasılığınızı maksimize edin.
Kumar oyunlarında bütçe yönetimi, kazanç elde etmenin anahtarlarından biridir. Ne kadar bahis yapacağınıza karar verirken, toplam bütçenizin küçük bir yüzdesini kullanmayı düşünün. Bu, uzun vadede oyun keyfini sürdürmenize ve büyük kayıplardan kaçınmanıza yardımcı olur. Akıllı bahisler, uzun süreli kazanç için temel bir stratejidir.
Glory Casino'da, gerçek para ile oynamadan önce ücretsiz oyunlarla pratik yapma şansınız var. Bu oyunlar, risk almadan farklı stratejileri test etmenize olanak tanır. Deneyim kazanmak, gerçek para oyunlarında daha bilinçli kararlar almanıza yardımcı olur. Pratik yaparak, kazanma şansınızı artırın.
Kumar oyunlarında başarılı olmanın psikolojik yönü de önemlidir. Sakin ve kontrollü bir şekilde oynamak, karar verme yeteneğinizi korumanıza yardımcı olur. Heyecana kapılmamak ve her oyunu ayrı bir fırsat olarak değerlendirmek, kazanma şansınızı artıran önemli faktörlerdendir. Glory Casino'da sakin kalarak ve her hamlenizi düşünerek oynayın.
28 Mayıs 2024 Salı
Oyunu kullanan denize koştu
AK Parti yol haritasını belirlemeli!
2023,Bursaspor için kapkara geçti!
"İş iştir, iş takip ister!"
Göçmen, mülteci, sığınmacı sorunu ve ülkemizin sorunları
En büyük ilçenin kurtuluş reçetesini elinde tutuyor…
Yerel seçimlerin ardından gözler AK Parti’ye çevrildi.
22 yıldır her seçimde zafer kazanan bu parti, ilk kez gerileme yaşadı.
Hem kamuoyunda hem de parti içinde değişim ve dönüşüm beklentisi yükseldi.
AK Parti, bugüne kadar taktik kabiliyetiyle muhalefete hiç fırsat vermemişti.
Ancak dünya ve Türkiye konjonktürü bu kez net bir zaferi engelledi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gözler önünde olduğu şu günlerde, parti tabanında büyük bir değişim talebi var.
AK Parti’nin A Takımı da dahil önemli bir dönüşüm bekleniyor.
Şimdi asıl konumuza gelelim: Bursa. AK Parti’nin kalesi olarak bilinen Bursa Büyükşehir, ilk kez CHP’ye kaptırıldı.
İki aydır Bursa’daki seçim yenilgisinin nedenleri tartışılıyor.
Ancak artık AK Parti’nin 2029 seçimlerine şimdiden hazırlanmaya başlaması gerekiyor.
Son seçimde ismi Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak sıkça anılan İl Başkanı Davut Gürkan, aday gösterilmedi.
Ancak Gürkan’ın siyasete ilgisi devam ediyor.
Bir başka önemli isim ise Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz.
Zorlu bir seçim sürecinde, halka dokunan hizmetleri sayesinde yeniden belediye başkanı seçildi.
Geçen yerel seçimlerin kaybedeni Mustafa Bozbey, seçimlerin hemen ardından sahaya inmiş ve 5 yıl boyunca sahada kalmıştı.
Bu nedenle seçim sürecinde halk arasında en çok onun ismi anıldı ve bu algı, Bozbey’i Büyükşehir Belediye Başkanlığına taşıdı.
Şimdi AK Parti, gelecek seçimlerde güçlü olmak istiyorsa sahada daha fazla görünmeli ve halkla daha fazla iletişim kurmalı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ismiyle seçim kazanma dönemi artık bitti.
Partinin bu gerçeği kabul etmesi gerekiyor.
Doğru yönetilen bir süreçle, 5 yıllık aradan sonra güçlü bir şekilde belediyeyi geri alma imkanı var.
Bugün Davut Gürkan ve Oktay Yılmaz gibi isimler dikkate alınmalı.
Başarı gösterilen yerlerde ya başarılı bir ilçe belediye başkanlığı ya da il başkanlığından gelen isimlerin yerel seçimlerde başarılı olduğu ortada.
Aday belirlenip, ona göre bir kadro kurularak yola çıkılmalı.
Zaman hızla akıp geçiyor ve harekete geçme zamanı çoktan geldi.
AK Parti,genel değişim ve yenilenme süreci ile eş zamanlı olarak adaylarını bugünden sahaya sürmeli.
Aksi durumda emanet verilen oyların kalıcı olarak karşı tarafa geçmesi riski artar.
Sonuç olarak AK Parti’nin genel siyasetle yerel siyaset arasındaki farklılaşmayı iyi sindirip ona göre adım atması gerekiyor.
Vatandaş, 22 yılda yapılan devasa hizmetleri takdir ediyor ama yerelde kibirle ve halktan kopuk yönetimleri de cezalandırıyor.
Bu gerçek göz önünde bulundurulmalı.
AK Parti için umut var ama bu umudu yaşatmak için hareket ve gayret şart.
Osmangazi Belediyesi’nde son dönemde önemli bir değişim yaşanıyor. Bu değişimin mimarı ise Erkan Aydın.
Göreve başlayalı henüz kısa bir süre olmasına rağmen, Aydın’ın belediyecilik anlayışında sergilediği fark hemen göze çarpıyor.
Halkın içinde, gerçek sorunlara dokunan ve somut çözümler üreten bir başkanla karşı karşıyayız.
**
Öncelikle Halk Lokantası projesine değinmek istiyorum. Bu tür sosyal projeler, modern belediyeciliğin en önemli unsurlarından biri olmalı.
Her gün belirli saatlerde uygun fiyatlı yemek sunacak olan bu lokanta, ekonomik sıkıntılarla boğuşan insanlar için büyük bir kolaylık sağlayacak.
Benzer projeler, büyük şehirlerde yaşayan dar gelirli vatandaşların hayatını kolaylaştırmak adına çok önemli.
**
Aydın’ın belediyecilik anlayışı, popülist yaklaşımlardan uzak ve daha gerçekçi.
Belediye borçları için şikayet etmek yerine, hizmete odaklanmak gerektiğini belirtiyor. Bu yaklaşım, hizmetin öncelik olduğu bir belediyecilik anlayışını ortaya koyuyor.
Zira, halkın günlük yaşamını kolaylaştırmak, yerel yönetimlerin birincil görevi olmalı.
**
Personel rejimi konusundaki değişim de dikkat çekici.
Liyakata dayalı atamalar, belediyenin verimliliğini artıracak en önemli adımlardan biri.
Görev değişikliklerinin yerinde ve ihtiyaçlara uygun şekilde yapılması, belediyenin işleyişini olumlu yönde etkiliyor.
Uzun yıllar gazetecilik yapmış kişilerin basın ve halkla ilişkilerde görev alması, bu değişimin somut örneklerinden biri.
**
Ekonomik maliyetler de elbette bir diğer önemli konu.Osmangazi Meydanı’nın yüksek maliyeti, belediyenin bütçesini zorlayan bir faktör.
Ancak, Aydın’ın bu durumu şeffaf bir şekilde açıklaması, yönetimdeki dürüstlüğün bir göstergesi.
Belediye borçlarını halka açık şekilde paylaşmak, yönetimsel şeffaflığın önemli bir parçası olmalı.
**
Erkan Aydın’ın mahalle kültüründen gelen biri olması, halkın sorunlarına daha yakından ve gerçekçi çözümlerüretmesini sağlıyor.
Bu tür başkanların, halkın dertlerini birebir bilmesi ve çözüm üretmesi, yerel yönetimlerin başarısının anahtarı.
İstanbul’daki Kent Lokantası uygulamasının burada da hayata geçirilmesi, Aydın’ın bu yaklaşımının bir yansıması.
**
Yerel yönetimlerde halkın sorunlarına dokunan projeler, toplumun genel refahı açısından büyük önem taşıyor.
Aydın’ın vizyonu, yalnızca Osmangazi’yi değil, tüm belediyecilik anlayışını değiştirebilecek nitelikte.
Halkın yanında olan, onların sorunlarını yakından bilen ve çözüm üreten bir belediye başkanı görmek, geleceğe dair umut verici.
**
Yeni kreşler ve öğrenci yurtları gibi projeler, toplumsal fayda sağlayan önemli adımlar.
Hayırseverlerin desteğiyle bu projelerin hayata geçirilmesi, toplumsal dayanışmanın güzel bir örneği.
Bu tür projeler, belediye kasasından tek kuruş çıkmadan halkın ihtiyaçlarına cevap vermek adına atılan değerli adımlar.
**
Sonuç olarak, Erkan Aydın’ın Osmangazi’de başlattığı değişim rüzgarı, yerel yönetimlerde halk odaklı bir yaklaşımın ne kadar etkili olabileceğini gösteriyor.
Diğer belediyelerin de benzer adımlar atarak, halkın yanında yer alması, toplumun genel refahını artıracaktır.
Yerel yönetimlerde şeffaflık, liyakat ve halka dokunan projeler, modern belediyeciliğin temel taşları olmalı.
Bu hafta İstanbul Fuar Merkezi’nde kapılarını açan HOMETEX Ev Tekstili Fuarı, adeta bir renk ve desen cümbüşü yaşatıyor.
Ev tekstilinin kalbinin attığı bu platformda, sektörün önde gelen isimleri, yepyeni ürünlerini ve trendleri ziyaretçilerle buluşturuyor.
HOMETEX, bir fuar olmanın ötesinde, Türkiye’nin ev tekstili sektöründeki gücünü tüm dünyaya sergileyen bir vitrin!
700’den fazla firmanın katıldığı bu fuar, 11 hol ve 200 bin metrekarelik dev bir alanda düzenleniyor.
Perde, döşemelik kumaş, banyo ürünleri ve halı gibi aklınıza gelebilecek her türlü ev tekstili ürününün sergilendiği bu fuar, Türkiye’nin ev tekstili sektöründeki potansiyelini gözler önüne seriyor.
TETSİAD Başkanı Hasan Hüseyin Bayram’ın belirttiği gibi, HOMETEX Türk ev tekstili sektörünün markalaşmasına ve global tanınırlığına büyük katkı sağlıyor.
BTSO Başkanı İbrahim Burkay’ı kısaca anlatacak olursak.
Görevdeki süresince Bursa’ya ve bölgesel ekonomiye sağladığı katkılar özellikle yerel sanayi ve ticaretin gelişmesine yönelik çalışmalarıyla dikkat çekmiştir.
Burkay’ın başkanlığında BTSO, Bursa’nın ekonomik potansiyelini artıran bir dizi önemli projeye imza atmıştır.
İbrahim Burkay, Bursa’nın yerel ve uluslararası arenada tanıtılması için birçok stratejik girişimde bulunmuştur.
BTSO’nun öncülüğünde düzenlenen ticaret fuarları, sektörel tanıtım günleri ve iş forumları, Bursa’nın ihracatını artırmış ve yatırımları teşvik etmiştir.
Burkay, Bursa’nın sanayi kapasitesini genişletmek ve teknolojiyi entegre etmek için önemli adımlar atmış, BTSO, sanayi bölgelerinin modernizasyonu, Ar-Ge ve inovasyon merkezlerinin kurulması gibi projelerle şehrin rekabet gücünü artırmıştır.
İbrahim Burkay’ın bu çabaları, Bursa’nın Türkiye’nin en önemli ekonomik merkezlerinden biri olarak konumunu güçlendirilmesine önemli ölçüde katkıda bulunmuştur.
Bu başarılar, hem yerel hem de ulusal düzeyde ekonomik büyüme ve gelişmeye yönelik sağlam bir temel oluşturmuştur.
Tekrar HOMETEX Ev Tekstili Fuar açılışına dönecek olursak.
Fuarın Açılışına İstanbul Vali Yardımcısı Nail Anlar, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TETSİAD) Başkanı Hasan Hüseyin Bayram, protokol üyeleri ve sektör temsilcileri, HOMETEX Fuarı’nın açılış törenine katıldılar.
Türkiye, Ev Tekstili Sektöründe Modayı Belirleyen Ülke
BTSO Başkanı İbrahim Burkay, ev tekstili sektörünün bugüne kadar elde ettiği başarıların çok ötesinde bir potansiyele sahip olduğunu vurguladı.
TETSİAD ve KFA Fuarcılık’ın özverili çalışmaları ve İFM’nin destekleri sayesinde HOMETEX’in dünya çapında bir fuar haline geldiğini belirtti.
Burkay, HOMETEX Fuarı’nın uzun yıllardır yüksek niteliğini korumasının, sektörün birlik ve beraberliğinin bir göstergesi olduğunu ifade etti.
Burkay, Ev tekstili sektöründe moda ve trendlerin belirlendiği merkez Türkiye’dir.
Ülkemizin ortalama ihracat değerine baktığımızda, bizim sektörümüz dört katı artı değer üretiyor.
Ev tekstili sektöründe en katma değerli ürünleri üreten ve nihai alıcıya ulaşan önemli bir organizasyona sahibiz.
Bu gücü sürdürmek için eksilmeden devam etmemiz gerekiyor. dedi.
HOMETEX, Türk ev tekstili sektörünün gücünü dünyaya duyurmakla kalmıyor, aynı zamanda sektöre yeni nefesler kazandırıyor.
Türkiye’nin yıllık 3,5 milyar dolarlık ev tekstili ihracatıyla ne denli güçlü bir konumda olduğunu bu fuar bir kez daha kanıtlıyor.
Fuar sayesinde sektörümüzün gücü ve potansiyeli tüm dünyaya duyuruluyor.
HOMETEX sadece ürün sunmuyor, aynı zamanda ilham da veriyor. ‘HOMETEX Dialogs’ etkinliklerinde sektörün önde gelen isimleri bir araya gelerek 2025-2026 ev tekstili trendlerini, sürdürülebilir üretimi tartışıyor.
Bu etkinlikler, ziyaretçilere geleceğin ev tekstili trendleri hakkında bilgi sahibi olma fırsatı sunuyor.
‘Bring To Future’ temasıyla düzenlenen trend alanları ise ziyaretçileri adeta bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.
Bu alanlarda sergilenen ürünler, geleceğin evlerinde nasıl yaşayacağımıza dair ipuçları veriyor.
HOMETEX, bu sayede ziyaretçilerine ilham vererek sektörün gelişimine katkıda bulunuyor.
Özerlersek HOMETEX Ev Tekstili Fuarı sadece bir fuar değil, ev tekstili sektörünün buluşma noktası ve geleceğe dair umut vadeden bir platform.
Ev tekstilinin en güzel örneklerini görmek, trendleri takip etmek ve ilham almak için bu fuarı kaçırmamalısınız!
Bursa, Türkiye’nin en önemli şehirlerinden biri olarak konut piyasasında da dinamik bir yapıya sahiptir.
Son yıllarda yaşanan ekonomik dalgalanmalar ve demografik değişimler, Türkiye genelinde olduğu gibi, Bursa’nın da konut piyasasını önemli ölçüde etkilemiştir.
Bu yazımda, Türkiye ve Bursa konut piyasasının mevcut durumunu ve gelecekte kiracıları nelerin beklediğini analiz edeceğiz.
Ayrıca, konut piyasasıyla ilgili birkaç yazı serisi daha yazmanın fayda sağlayacağını düşünerek bu konuları sonraki yazılarımda da detaylandıracağız.
Konut fiyatları ve diğer yatırım araçları arasındaki ilişkiyi anlamak, finansal piyasalarda yolculuk yaparken kritik bir öneme sahiptir.
Ancak, konut yatırımını sadece finansal getiri üzerinden ele almak, bu varlığın gerçek değerini göz ardı etmek anlamına gelir.
Konut, sadece bir yatırım aracı değil, aynı zamanda temel bir ihtiyaçtır.
Bu nedenle, konut piyasasındaki dalgalanmaları sadece finansal getiri açısından değerlendirmek, eksik bir bakış açısı sunar.
Ülkemizdeki bazı ekonomistler, konut yatırımını sadece finansal getiri üzerinden ele alarak, bu varlığın asıl önemli özelliğini göz ardı ediyor gibi görünüyorlar.
Ancak, unutmamalıyız ki konut, sadece bir yatırım aracı olmanın ötesinde, insanların barınma ihtiyacını karşılayan temel bir varlık.
Son dönemde, yaşadığımız belirsizlikler ve ekonomik dalgalanmalar, konut piyasasında da etkisini gösteriyor.
Ancak, bu dönemde konut edinmek isteyenlerin sadece finansal getiriye odaklanmak yerine, barınma ihtiyacını göz önünde bulundurarak hareket etmeleri önemlidir.
Çünkü, kiracılık piyasasının belirsizliklerle dolu olduğu bir döneme doğru ilerliyoruz ve bu da kira maliyetlerinin artabileceği anlamına geliyor.
Bu noktada, yatırım için ev almanın doğru zamanı olabilir.
Ancak, oturum amacıyla alım yapacak olanların, uygun şartları değerlendirerek bu fırsatı kaçırmamaları önemlidir.
Çünkü, konut sahibi olmak sadece finansal getiri sağlamakla kalmaz, aynı zamanda güvenli ve istikrarlı bir barınma ortamı sunar.
Konut piyasasındaki dalgalanmalar ve fiyat artışları, kiracılar için de doğrudan etkileyici olabilir.
Son dönemde, konut piyasasında yaşanan belirsizlikler ve ekonomik dalgalanmalar, kiracılar için kira maliyetlerinde artışlarla sonuçlanıyor.
Özellikle talep ve arz dengesindeki değişimler, kira fiyatlarını etkileyebilir.
Konut fiyatlarının yükselmesi, kiracıların ev sahiplerinden daha yüksek kira ödemeleri anlamına gelebilir.
Bu durumda, kiracılar için uygun ve istikrarlı bir konut bulmak daha da zorlaşabilir.
Yüksek kira maliyetleri, kiracıların bütçelerini zorlayabilir ve yaşam standartlarını etkileyebilir.
Ayrıca, konut piyasasındaki belirsizlikler, kiracıları gelecekteki konut maliyetleri konusunda endişelendirebilir.
Kiracılar için bu dönemde dikkat etmeleri gereken nokta, kira maliyetlerindeki olası artışları göz önünde bulundurarak bütçelerini planlamaktır.
Ayrıca, uzun vadeli bir konut çözümü arayışında olan kiracılar, kendi ev sahibi olma seçeneğini de değerlendirebilirler.
Çünkü, kendi evine sahip olmak, kira maliyetlerinden bağımsız olarak daha istikrarlı bir konut maliyeti sağlayabilir.
Sonuç olarak, kiracılar da konut piyasasındaki değişikliklere karşı dikkatli olmalı ve kendi mali durumlarını göz önünde bulundurarak hareket etmelidirler.
Kira maliyetlerindeki artışlarla başa çıkabilmek için bütçe planlaması yapmak ve uzun vadeli konut çözümlerini değerlendirmek önemlidir.
Nilüfer’de 25 yılı aşan CHP yönetiminde Şadi Özdemir 3. Başkan olarak son yerel seçimde koltuğa oturdu.
Tabi Bursa’nın görece en popüler ilçelerinden birinde başkanlık koltuğuna oturan kişilerden beklentiler de daha fazla oluyor.
Şadi Özdemir, siyasetin içinden gelen geçmişte CHP İl Başkanlığı gibi önemli görevlerde de bulunan bir isim.
İdeolojik belirginliğinin yanı sıra her kesimle temas kurabilen iletişime geçebilen de bir isim aynı zamanda.
Nilüfer’deki performansı da doğal olarak merak ediliyor.
Geride kalan süreçte Nilüfer Belediyesi’nin ekonomik durumuyla ilgili genelde gündeme geldi ancak kamuoyunun önüne çıkarak bir şeyler söylemesi de bekleniyordu.
İşte Şadi Özdemir geçtiğimiz gün basın mensuplarının karşısına geçerek yeni döneme ilişkin görüşlerini ve kabaca ilkelerini ortaya koydu.
Şadi Özdemir’in açıklamaları oldukça önemli.
Altının çizilmesi ve kamuoyunda gündem olması gereken çok değerli cümleleri var.
Tabi bunların hafızalarda yer etmesi ve takibinin de yapılması gerekiyor kamuoyu tarafından.
Başkan Şadi Özdemir özellikle tarım ve tarım alanları üzerindeki hassasiyetini net bir şekilde ortaya koydu.
Nilüfer’de en fazla tartışılan konulardan biri olan “tarım arazilerinin her geçen gün kaçak bina ve fabrika inşaatlarına“ kurban gitmesine yönelik hassasiyetin Özdemir’in ajandasında ön sıralarında olduğunu anladık. “tarım alanlarının talan“ edilmesine izin vermeyeceğinin altını çizdi ve dahası tarım alanlarına çivi çaktırmayacağını söyledi.
Ve bu konuda asla taviz vermeyeceğini aktardı.
Bu sözler, sadece bir belediye başkanının sıradan bir açıklaması olarak değerlendirilemez. “Burada ciddi bir kararlılık ve vizyon var“.
Düzenlenen toplantıya CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin ve yeni atanan Nilüfer Belediye Başkan Yardımcıları katıldı.
Bu toplantı, Başkan Şadi Özdemir’in geleceğe dair vizyonunu ve kararlılığını ortaya koyması açısından oldukça önemliydi.
Başkan Özdemir, adaylık ve seçim sürecindeki çalışmalarını değerlendirirken, önümüzdeki 5 yıl için belirlediği hedefleri biz basın mensuplarıyla paylaştı.
Özdemir, “31 Mart sonrası elde edilen başarılar, gerçek bir bahar havası getirdi” diyerek, elde edilen başarıların kendilerini ne kadar motive ettiğini vurguladı.
Bu başarıların arkasında yatan en önemli unsurlardan birinin “ortak akıl ve liyakat” prensipleri çerçevesinde oluşturulan bir ekip olduğunu belirtti.
Özdemir, seçim sürecinden bu yana yaptıklarını ve gelecek planlarını paylaşırken, bir noktayı özellikle vurguladı: “Nilüfer’in olumsuz algısını değiştirmek”.
Bu, sıradan bir hedef değil.
Nilüfer gibi hızla gelişen ve göç alan bir bölgede, bu algıyı değiştirmek “ciddi bir çaba” gerektirir.
Başkan Özdemir’in “tarım alanlarına çivi çaktırmayacağız” sözü, aslında uzun zamandır beklenen bir çıkış.
Nilüfer gibi tarımın önemli olduğu bir bölgede, tarım alanlarının korunması hayati önem taşıyor.
Göçle birlikte gelen yapılaşma baskısı, bu alanların hızla yok olmasına neden olabilir.
Başkan Özdemir’in bu konudaki kararlılığı, “Nilüfer’in sürdürülebilir gelişimi için kritik bir adım”.
Yeni sanayi bölgeleri yerine “nitelikli organize sanayi ve yüksek teknoloji” bölgeleri oluşturulması gerektiğini söylemesi, aslında bir nevi geleceği okuma becerisidir.
Kentsel dönüşüm ve deprem konularında da oldukça net mesajlar veren Özdemir, Nilüfer’in depremden en çok etkilenecek ilçelerden biri olduğuna dikkat çekti. “Deprem gerekçesiyle yapılan kentsel dönüşümlerde rantın yüksek olduğu yerlerde nüfusun üç kat artırıldığını” belirtti ve bu modelin değiştirilmesi gerektiğini savundu.
Bu noktada Özdemir’in söylediği “Bölgesel ve bütüncül planlamalar yapılmalı” ifadesi oldukça önemli.
Çünkü plansız bir kentsel dönüşüm, Nilüfer’in sadece “fiziksel” yapısını değil, “sosyal” dokusunu da bozabilir.
Belediyenin mali durumu hakkında da açıklamalar yapan Özdemir, finansal dengelerin bozulduğunu ancak toparlanacaklarını belirtti.
Bu, aslında her belediyenin zaman zaman karşılaştığı bir durum.
Önemli olan, bu süreçte nasıl adımlar atılacağı.
Başkan Özdemir, bu konuda da kararlı görünüyor. “Biraz zamana ihtiyacımız var ama toparlayacağız” sözleri, bu kararlılığın bir göstergesi.
Çevre ve tarım konularında da sert ve net bir duruş sergileyen Özdemir, “Tarımın canlanmasını arzu ediyoruz.
Bu nedenle, tarım alanlarının korunması ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının hayata geçirilmesi için projeler geliştireceğiz” diyerek, bu konuda ne kadar kararlı olduklarını göstermiş oldu.
Tarım alanlarının korunması, sadece Nilüfer için değil, tüm Türkiye için kritik bir konu.
Son olarak, Özdemir’in geleceğe dair vizyonu oldukça net: “Nilüfer’i daha yaşanabilir, daha sürdürülebilir ve daha mutlu bir kent haline getirmek”.
Özdemir’in bu kararlı ve net duruşu, Nilüfer’in geleceği için umut verici bir tablo çiziyor.
Başkan Özdemir’in açıklamalarını dinlerken, aslında bir belediye başkanından çok, bir vizyonerle karşı karşıya olduğumuzu hissediyorsunuz.
Tarım alanlarına çivi çaktırmayan, kentsel dönüşümde halkı düşünen, mali dengeleri sağlama almaya çalışan bir başkan.
Özdemir’in sözlerini gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğini zaman gösterecek, ancak bu kararlılıkla Nilüfer’in geleceği için umut verici adımlar atılacağı kesin.
Tarım alanlarına çivi çaktırmayan bir Nilüfer, gerçekten mümkün mü?
Bunu hep birlikte bekleyip göreceğiz.