11

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

6 Şubat asrın felaketi (beceriksizliği de aynı zamanda) gösterdi ki, ülkenin her yerinde her an bir büyük yer sarsıntısı meydana gelebilir.

Binlerce, on binlerce insan ölebilir.

Özellikle yıkıcı olması beklenen İstanbul depreminin tarihi yakınlaştı diyor bilim insanları…

22 yıldır ülkenin yönetim dümeninde bulunan AK Parti iktidarı, ne yazık ki şehirlere ihanet etmekle kalmadı, deprem için yeterli önlem de almadı.

****

İktidar Kanal İstanbul projesiyle yeni alanları rant açıp, şehri daha da kalabalık hale getirmeye çalışırken Ekrem İmamoğlu’nun ilk adımı deprem konusunda oldu.

Önce çalıştay düzenledi, ardından KİPTAŞ özel bir proje ile alana girerek, bizzat dönüşüm yapmaya başladı.

****

Peki bu yıkıp yeniden yapmalardan kısa sürede sonuç alınabilir mi?

Mümkün değil!

Sayıyı yanlış anımsamıyorsam, 100 bin civarında bağımsız birim doğrudan yıkım tehlikesi ile karşı karşıya…

1 milyona yakın insan çürük binalarda oturuyor.

****

Peki daha hızlı, daha çabuk, daha pratik şekilde nasıl çözüm bulunabilir?

Bursa’da tanıdık bir mühendis İTÜ mezunu İnan Keser depremde ölümlere karşı bir çözüm yolu buldu.

Evet, İnan Keser’in ‘Deprem Yatağı’ projesi uygulanırsa, yüz binlerce insanın yaşamı kurtulabilir.

****

Hemen anlatayım…

Çelik yapılar konusunda eğitim alan İnan Keser, ağırlığı çelikten oluşan örnek bir yatak modeli üretti.

Mühendislik bilgisini konuşturdu, en kötü senaryoya göre bir insanın, (karı-koca iki insan da olabilir) olası bir depremde zarar görmeyeceği çelik korseyi ülkenin önüne koydu.

****

Sonra da bunu İTÜ profesörlerinin önünde test etti.

Hayır, öyle hikayeden test değil…

1050 konutların yıkımı sırasında Deprem Yatağını binanın hasar alacak yerine koydu.

Bina tost gibi çöktü, çökertildi.

Molozların altından makineler Deprem Yatağı’nı çıkardı.

Ve içindeki cansız mankenlerin yara bere almadığı görüldü.

****

Keser’in 130 bin liraya mal ettiği bu çelik korseyle ilgili İTÜ hocalarının raporunun son bölümünü aktarayım ki ürünün gerçekliği tam olarak ortaya çıksın:

“Çelik konstrüksiyon olarak imal edilen ‘Deprem Yatağı’ yapısal performansının belirlenmesine yönelik gerçekleştirilen saha deneyinden elde edilen sonuçlar aşağıda sıralanmıştır:

(a) ‘Deprem Yatağı’ yapısal bütünlüğünü korumuştur.

(b) Kolon, kiriş ve çapraz elemanlarda büyük şekil değiştirmeler oluşmamıştır.

(c) Kiriş, kolon ve çapraz elemanların bağlantısında kullanılan 8.8 kalite Ml6

civatalardan kopan olmamıştır.

(d) Açık yan yüzlere yerleştirilen çelik koruyucular, deprem girmesini engellemiştir.

Elde edilen bulgular ışığında, kullanılan ‘Deprem Yatağı’nın binanın toptan göçmesi sırasında bir sığınma ünitesi olarak yeterli performansı gösterdiği kanaatine varılmıştır.”

Raporun altına İTÜ İnşaat Fakültesi’nde şu isimler imza attı:

Prof. Dr. Ercan Yüksel, Doç. Dr. B. Özden Çağlayan, Doç. Dr. Murat Yılmaz.

****

Ben gittim, İnan Keser’in bürosunda deprem yatağını gördüm. Eğer kamu işe el atar, seri üretim yapılırsa, bir yıl içinde bu yatak deprem riski taşıyan bütün konutlara konulabilir.

Bu da yüz binlerce insanın ölmesinin önüne geçer.

****

Bu yazının dipnotu: Kadınlar, Deprem Yatağı’nın yatak odasına yerleştirilmesini estetik olarak uygun bulmayabilir. Daha estetiği yapılabilir, başka bir odaya da yerleştirilebilir.