1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Son dönemde Araplara karşı Türkleri kışkırtma ve haksız yere kötü gösterme çabaları, futbolun masum bir yarışma alanından öte bir amaca hizmet ettiğini gösteriyor. 

Galatasaray ve Fenerbahçe arasındaki Süper Kupa Finali, sadece saha içinde değil, saha dışında da skandal bir sürecin içine çekildi ve sonuç olarak Riyad’da oynanması gereken maç iptal edildi.

Bu durumda üç önemli meseleyi göz ardı etmemek gerekiyor. 

İlk olarak, Türkiye Futbol Federasyonu’nun sporu sadece madde ve para üzerinden yönetmeye kalkması tam bir rezillik. 

İkincisi, futbol kulüplerinin gözünü bürüyen para, rant hırsı ve üçüncüsü ise Türkiye’de oluşturulmaya çalışılan ırkçılık ve Arap düşmanlığı projesi.

Türkiye Futbol Federasyonu’nun para öncelikli yönetimi, toplumun hassasiyetlerini göz ardı etmekle kalmayıp aynı zamanda Türk futbolunu uluslararası alanda zor durumda bıraktı. 

Cumhuriyetin 100. yılında yapılan bu organizasyonun Riyad yerine Hankendi Stadyumu’nda gerçekleşmesi, sadece bir finansal tercih değil, aynı zamanda Türk simgeleri ve milli değerler üzerinden yapılan bir oyunun bir parçası olarak değerlendirilebilir.

Fenerbahçe ve Galatasaray kulüplerini bir kenara bırakırsak, yönetimlerinin bu süreçte iyi niyetli olmadığı da ortaya çıkıyor. 

Gezi olaylarında olduğu gibi simgeler üzerinden yapılan itirazlar haftalardır konuşuluyor, ancak bu konuda net bir tavır koymak yerine kaos planına dahil olmak istemeleri düşündürücü.

Son yıllarda sporun para üzerinden değerlendirilmesi, futbolun siyasetin bir alanına dönüşmesine neden oldu. 

Bu durum özellikle başarısızlıklarla mücadele eden yöneticilerin arkasına saklanacak bir perde bulma çabalarını teşvik ediyor. 

Ali Koç’un başarısızlığını örtmek için stadyum ismini değiştirmesi ve Fenerbahçe Stadyumu’nun ismi üzerinden yapılan siyasi hamleler, sporun gerçek amacından sapmasının bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.

Futbolun uluslararası platformda kullanılarak Türkiye’yi karıştırmaya yönelik provokasyon ve operasyonlara karşı Türk devletinin sorumlulardan hesap sorması gerektiğini vurgulamak elzem. 

Türkiye’nin milli değerleri ve simgeleri üzerinden yapılan bu tür manipülasyonlara karşı duyarlı olunmalı ve futbolun özünden sapmaması için gerekli tedbirler alınmalıdır. 

Unutulmamalı ki futbol, bir milletin bir araya gelerek keyif aldığı bir oyun olmalı, siyasi malzeme değil.

Ve gelelim Türkiye’de Atatürk istismarına fırsat bulan zihniyeti bozuklara. 

Bir futbol maçını Atatürk üzerinden siyaset malzemesi yapmaya kalkan alçak ve şerefsizdir. 

Hele devletini ve milletini hedef alanlar daha da alçaktır. 

Bir futbol maçı üzerinden bir milleti aşağılamaya ve o millet üzerinden kendi milletine ve inançlarına saldıran da alçak oğlu alçaktır. 

Türk milleti simgelerine de değerlerine de sahip çıkar. 

Dün Disney’in terbiyesizliğine sessiz kalan tiplerin bugün totolarını yırtmaları da samimiyetsiz ve değersiz olduklarının göstergesi. 

İnançlarla, kültürel değerlerle, millet simgeleriyle ucuz siyaset yapan zihniyetler bu ülkenin en büyük düşmanlarıdır. 

Burası da açıktır. 

Utanmaz herifler iki kulüp başkanı ile beceriksiz bir federasyon başkanının ortaya koyduğu rezilliği ülke siyasetine ve ülkenin belli kesimine hakaret ve operasyon malzemesi yapmaya kalkanlar her zaman olduğu gibi yine cevabını aziz milletimizden alır. 

Ancak Türk devleti net bir şekilde bunun hesabını tüm sorumlulardan sormalı. 

Futbol üzerinden bir süredir yapılmak isteyen provokasyon ve operasyonlara son verilmesi için de gerekli tedbirleri almak durumunda. 

Futbol ekonomisi zaman kaybetmeden kontrol altına alınıp, illegal paranın merkezi olmaktan çıkarılmalıdır.