Kırmızı alarm, bağış bitmiş gibi!

Yayın: 09.02.2022 13:20 - Güncelleme: 09.02.2022 13:20

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Masada birkaç kişi vardı ama görevli tedirgindi.

Eskisi gibi bağış olmadığını söylüyordu.

Daha önce dağıtımda görevliymiş.

Kan bekleyen hasta yakınlarının psikolojisini çok iyi bildiğini, bağışın ne kadar önemli olduğunu bizzat yaşayarak öğrendiğini dile getiriyordu.

Biz bu sohbeti yaparken, seyyar kan bağışı aracından belli periyotlarla anonslar yapılıyordu.

Kulağa en çok takılanı ise “Her 15 dakika da bir kan bağışı lazım” olanıydı.

Salgından önce Şehreküstü’ndeki Kızılay Kan Bağışı aracına müracaat edenlerin sayısının ciddi anlamda düştüğünü iki kelimelik cümlesi ortaya koyuyordu:

“Çok kötü.”

İlk akla gelen neden pandemi.

Makul gözükeni bu ama son dönemde Kızılay yönetimlerinde yaşananların da bu düşüşte payı olabilir.

Kızılay denildiğinde eskiden insanlar bir kurtarıcı görürdü.

Siyasetin rengini verme çabalarıyla oluşan kötü yönetimler Kızılay’ı kamuoyunda tartışılır noktalara getirdi.

Her şeye rağmen Kızılay’ın toplumsal hayatımızda önemli bir yeri var.

Bu rolünün korunması gerekiyor.

Kan bağışı da bunlardan birisi…

Hafta sonları Şehreküstü’ndeki kan bağışı aracına 40 kadar müracaat olduğunu, çoğunun da kendi hastaları için geldiği ifade ediliyor.

Kanamalı bir hasta için 30 ile 40 ünite arasında kana ihtiyaç olduğu düşünülürse, gelinen nokta en az salgın kadar kırmızı alarm verilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Günlük yaşamın salgın nedeniyle olumsuz etkilenmesi, kan bağışını da olumsuz bir noktaya sürüklemiş durumda.

Her şeyin zorlaştığı bir süreçte insanlar kan verme noktasında tereddüt yaşayabilirler.

Bilgi, internet aracılığıyla sınırsız bir dolaşıma sahip olsa da ilgili kurumların sitelerinde bazen arzu ettiğiniz netlikte sorularınızın, tedirginliklerinizin yanıtlarını bulamıyorsunuz.

Hatta…

Kimi devlet kurumlarının web siteleri perişanlık içinde.

Saç baş yol durur nitelikte…

Bursa, daha önceki veriler göz önüne alındığında organ bağışında olduğu gibi kan bağışında da Türkiye genelinde önde olan bir kent.

Kan bağışının bugün tedirgin edecek düzeye gelmiş olmasının nedenlerinden birisi salgın nedeniyle insanların bir şey yapmaktan özenle kaçınıyor olması…

Bu da…

Bilgilerin tazelenmesini, algının yeniden güçlendirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Covitli birinin kan vermesi mümkün değil.

İyileştikten sonra, yani test sonucu negatife döndükten 20 gün sonra kan vermesinde hiçbir çakınca görülmüyor.

Aşı olanlar da iğne olduktan bir hafta sonra kan bağışında bulunabiliyor.