28,9176$% 0.12
31,1513€% -0.24
36,3144£% -0.31
1.884,06%0,50
3.148,00%0,44
1271012฿%0.55442
Yayın: 02.11.2023 18:03 - Güncelleme: 03.11.2023 18:04
Demokrasi insanlara seçenek sunar.
Tercih yapma şansı verir.
O şansı kullananların ölçüleri elbette değişkenlik gösterir.
Zaten birden çok siyasi partinin varlığı da bunun bir göstergesidir.
Seçmenler, hem iktidar için hem de muhalefetteki partiler için seçme hakkını Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre her beş yılda bir kullanma hakkına sahip.
Elbette…
Erken seçim gibi bir faktör de her zaman söz konusu.
Ama bu işin yasal çerçevesi bugünkü yasalar çerçevesinde beş yıl.
Bu işin bir de partilerle ilgili yanı var.
Parti üyesi olanlar da genel hatlarıyla iki yılda bir kimi zaman bu üç yıla uzama sürecini de içinde barındırarak parti içi demokrasi için oy kullanırlar.
Tercih yapma haklarını önce mahallerinde, sonra ilçelerinde, sonra da illerinde kullanırlar.
Bu işin nihayete erdiği yer ise Ankara olur.
Genel başkan seçerler.
Açıkçası parti içi demokrasi konusunda parti üyeleri seçmenler kadar şanslı sayılmazlar.
Birçok partide parti içi demokrasi kavramı sadece tüzüklerinde yazar.
Orada kalır.
Parti içi demokrasinin işlerliğinin en fazla olduğu parti Büyük Atatürk’ün çok partili siyasi yaşam için kurup ilk genel başkanı olduğu CHP’dir.
4 Kasım’da genel başkanını seçmek için toplanacak CHP’deki parti içi demokrasi anlayışının yansımaları her ne kadar tartışma sözcüğünün içine sıkıştırılıp yorumlanmak istense de bunun doğru olmadığını herkes rahatlıkla görebilir.
Zira, iktidarı temsil eden Ak Parti de, iktidar ortağı MHP de büyük kongrelerini gerçekleştirdiler.
Genel başkana karşı başka bir adayın çıkıp çıkabilmesi ayrı bir konu ama en azından partilerinin yetkili organları için “Ben de adayım” diyenler çıkabilmeliydi.
Böyle bir girişimin söz konusu dahi olamadığı iktidar cephesindeki gelişmeleri normalleştirip, CHP’de demokrasinin ana ilkelerinden birisi olan seçenek arama konusunu tartışma, kavga gibi sözcüklerle tanımlama gayreti aslında ülke demokrasisi için de olumsuzluk içeriyor.
CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına hem de Meclis’te Genel Başkanını temsil eden Grup Başkanı Özgür Özel’in aday olarak çıkması…
Parti Meclisi seçiminde isteyen herkesin aday olma şansını kullanma hakkına sahip çıkması…
CHP’de parti içi demokrasi anlayışının her şeye rağmen işlediğini gösteriyor.
Türkiye’nin 100 yıllık partisinde ağır aksak da olsa işleyen parti içi demokrasi kavramı eğer iktidar partilerinde de işlerlik kazanacak bir noktaya gelse belki de Türkiye’deki bu ötekileştirme politikalarını da sonuçsuz kalacak.
Çünkü, demokrasinin en önemli yanı seçenek sunmasıdır.
Tercih hakkı vermesidir.
İktidardakilerin sunmaktan kaçındığı bu hakkı kullandıran CHP’deki gelişmeleri tartışma, kavga, ayrışma gibi kelimelerle yorumlamak sırf bu nedenle bile anlamsızdır.
“Koca” bir parti işte böyle bitti!..
Nilüfer’de kim başkanlık koltuğuna oturacak?
Bozbey sahaya indi, AK Parti kartları yeniden karmalı…
Bozbey’in gövde gösterisi sadece iktidara karşı mıydı?
Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin muhteşem gecesi
Büyükşehir için en kuvvetli aday kim?
Osmanlı’yı yok eden Mustafa Kemal miydi?
Tavşan adaysız seçim!
En büyük ilçenin kurtuluş reçetesini elinde tutuyor…