0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Sadece seçmen bazında değil, AK Parti saflarında bulunmuş eski-yeni birçok siyasetçi de iyiden iyiye yönünü/gönlünü İYİ Parti'ye çevirmiş durumda.
 
Hiç şüphesiz bunda, İYİ Parti'yi Türkiye ölçeğinde hakkıyla temsil eden Grup Başkanı ve Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu ile Bursa'da tozu dumana katan İl Başkanı Selçuk Türkoğlu'nun payı yadsınamaz. Herkese/kesime dokunmak için gecelerini gündüzlerine katıyorlar.
 
Hatta bir gecede bir ilçeyi köyleriyle beraber ve eşzamanlı ziyaret ederek o gece o ilçeye adeta damga vuruyorlar. Mesela bu cumartesi, İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Prof. Dr. Ümit Özlale'nin katılımlarıyla Mustafakemalpaşa'ya ve 110 köyüne büyük bir çıkarma yapacaklar.
 
Bu amansız çalışmanın ilk meyvesini, Meral Akşener'in de katıldığı iftar programında fazlasıyla aldılar. Akşener'in, İnegöl'e ayak basmasıyla başlayan miting, Yenişehir ile devam etmiş; nihayet, Merinos'ta zirveye ulaşmıştı.
 
Gördüğüm o ki; Meral Akşener'in Bursa ziyaretinde ortaya çıkan manzara Bursa'da topyekun siyaset algısını değiştirdi. Evvela teşkilatların zaten var olan moral ve motivasyonu daha da artarken, toplumsal yönelim de ivme kazandı. Meral Akşener'in, "Ne zaman moralimiz bozulsa Bursa bize moral oluyor…" sözleri de bu haklı heyecanın tasdiki olsa gerek.
 

 
Aslında AK Parti'deki erimeyi karşılaması beklenen adres DEVA ve Gelecek Partileri olarak görülüyordu. Bu kısmen gerçekleşiyor da fakat İYİ Parti'nin istikrarlı yükselişi bir bakıma DEVA ve Gelecek'i de etkilemiş görünüyor. Bırakın AK Parti'den DEVA ve Gelecek'e geçmeyi, DEVA ve Gelecek'ten bile İYİ Parti'ye geçen, geçecek olan birçok isim biliyorum ben.
 
Yeri gelmişken, Yüksel Baysal'ın, "Gelecek Partisi'nin imdadına DEVA yetişti!" başlığıyla verdiği habere de değinmeden geçemeyeceğim. Baysal'ın bildirdiğine göre; Gelecek, DEVA'dan kopan ekibe Osmangazi'nin sorumluluğunu vermiş. Yani, Bursa'nın en büyük ilçesinde teşkilat kuracak kadar kalabalık bir kopuş olmuş DEVA'dan.
 
Şu halde, Gelecek'in imdadına DEVA'nın yetişmesinden çok, Gelecek'ten DEVA'ya atılmış sağlam bir gol var ortada. Çeteleye bakılacak olursa, Alpaslan Yıldız bir, Serkan Özgöz sıfır. DEVA'nın Bursa CEO'su Serkan Özgöz bu gole ne diyecek bilemiyorum ama DEVA Bursa'nın damla damla döküldüğünü gören Babacan, Özgöz'e, bir şey söylemesi gerekmiyor mu?
 

 
Neyse, DEVA ve Gelecek arasındaki maçı bırakıp biz yine Bursa'da siyaseti tek kale maç olmaktan çıkaran İYİ Parti'ye dönelim.
 
İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, "İYİ Parti olarak yıl sonuna kadar hem anketlerde hem de kamuoyu vicdanında birinci parti konumuna geleceğimize inanıyorum…" dedi.  Çok önemli bir iddia.
 
Bu motivasyon, İYİ Parti'yi Türkiye'de birinci parti yapmasa bile içinde bulunduğu ittifakta birinci veya en azından birinciye denk bir güce erişmesini sağlayabilir. Bundan mütevellit, Meral Akşener, her ne kadar, "Bu ülkenin pazarlıksız, hak edilmiş başbakanı olacağım…" dese de, seçim yolundaki son virajda, altılı masanın, üzerinde ittifak ettiği Cumhurbaşkanı adayı olabilir.
 
Tamam, Millet İttifakı'nın, "pazarlıksız, hak edilmiş" Cumhurbaşkanı adayının Kemal Kılıçdaroğlu olduğu su götürmez bir gerçek. Ekonomideki esen fırtına devam ettiği müddetçe (Ki; aksini gösteren bir emare yok) Kılıçdaroğlu da kazanabilir. Fakat Kılıçdaroğlu'nun adaylığı rakibin motivasyonunu artıracağı da pekala ortada. Şampiyonluk mücadelesinin doksanıncı dakikasına bir sıfır önde girilen maçta kimse maceraya atılmak istemez herhalde değil mi? Bundan sebep, masa, Kılıçdaroğlu'ndan bir fedakarlık isteyebilir.
 
Bu saatten sonra dışarıdan bir ismin adaylığı da asla olmaz. Olmaz, çünkü, rakip, "Kurdukları masadan ülkeyi yönetmeye talip bir aday bile çıkaramadılar" der ve bu söz toplumda fazlasıyla karşılık da bulur. Böyle bir şey ise tek kelimeyle intihar olur.
 
Bu durumda, Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu ve Meral Akşener'den başka kazanmaya matuf bir isim kalmıyor. Madem, Meral Akşener ile de risksiz bir şekilde kazanmak mümkün, o halde Yavaş veya İmamoğlu'nun adaylığıyla İstanbul veya Ankara belediyesi neden feda edilsin ki.
 
SON SÖZ:
AK Parti'de gözü parıldayanların göremediği veya inatla kabul etmediği ölümcül bir gerçek var. Ekonomi, içinden çıkılmaz halde ve her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Bu durum, sosyolojik ve psikolojik sorunları da derinleştiriyor. Gidişat toplumu/seçmeni bir çare aramaya zorluyor. Demokraside en makul çarenin ise "iktidar değiştirmek" olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Başta/başlıkta, hem seçmen hem de partili olarak Bursa'da birçok AK Partilinin bile yönünü İYİ Parti'ye çevirdiğinden bahsetmiştim. Türkiye'de, sürdürülebilir olmayan mevcut durum devam ettiği müddetçe Bursa'daki siyasi tabloyu hemen her yerde görmek mümkün olacaktır. Bu yakıcı gerçekten hareketle, önümüzdeki günlerde, İsmail Tatlıoğlu'nu, Selçuk Türkoğlu'nu, hasılı Meral Akşener'i ve İYİ Parti'yi daha çok konuşacağız gibi duruyor.