Akşener, bana danışsaydı keşke!

Yayın: 26.06.2023 21:25 - Güncelleme: 28.06.2023 13:43

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Dünkü, “Ak Parti’ye ‘Oh’ çektiren kongre“ başlıklı yazım beklediğimden daha fazla etkileşime yol açınca aynı yerden devam etme kararı aldım.

Dün de altını çizerek söylediğim gibi; İYİ Parti, Meral Akşener‘in tek aday olduğu ve yeniden genel başkan seçildiği sıradan ve her haliyle sırıtan bir kurultay gerçekleştirdi.

Akşener‘in, en olmayacak yerde teşkilatına parmak salladığı, bir bakıma uyarıda bulunan herkesi “tehdit” ettiği, tamamını ‘dedikodu günlüğü’ olarak gördüğüm görülmemiş bir kurultaya tanık olduk.

“Artık bu partide şımarıklık, hadsizlik bitmiştir. Herkes haddini bilecek…” diyerek kendisini eleştiren herkese had bildirme şımarıklığını açıkça ilan eden Akşener, “Bitmiştir” dediği hadisliği kendisi başlatmış oldu.

Oysa bu kurultay İYİ Parti için yeniden yeni bir başlangıç fırsatı olabilirdi. Fakat “Size hayatta başarılar…” diyerek önümüzdeki seçimlerin kaderini de tayin etmiş olduğunu varsayarsak; üç seçimdir Ak Parti’yi/Erdoğan’ı iktidarda tutan adımların sahibi olarak zaten bütün fırsatları tepmedi mi İYİ Parti.

Olmaz, ama hani diyorum, Akşener, kurultayı dedikodulara cevap verme seremonisine dönüştürmeden evvel zahmet buyurup bu fakire de danışsaydı; hem İYİ Parti’ye hem de topluma iyi gelecek birkaç nasihatte bulunabilirdim.

Mesela, Akşener, Türkiye’nin yüzüncü yılında Ak Parti’yi yeni bir anayasa yapmaya davet edebilir, anayasanın sorunlu alanlarına çözüm önerebilirdi.

Mesela, adı, “Türk tipi” olan ve erken kireçlendiği bizzat iktidar tarafından da dillendirilen sistemin kireçli kısımlarını gündeme getirip, daha “İYİ” işlemesi adına demokratik önerilerle işbirliği çağrısı yapabilirdi.

Mesela, ülkenin tamamını kapsayan yeni bir planlama hedefi açıklayıp, özellikle şehirlerin tümü için yeni kriterler ortaya koyabilirdi. Ne yazık ki; şehirlerimiz biri birinden bağımsız, plansız, dengesiz, denetimsiz ve her bakımdan öngörüsüz bir yapılaşma içindeler.

Bu bağlamda, şehirlerimizin kaderini belirleyecek yerel seçimler öncesinde tüm partilerle “doğru isimler” üzerinde işbirliği yapma vizyon ve stratejisini kararlılıkla ortaya koyabilirdi.

Madem ki esas olan sandık, şu halde sandıktan çıkan Ak Parti’nin yapacağı olumlu icraatlara destek vereceğini, yanlışları ise çözümüyle birlikte eleştireceğini ifade edebilir, bu sorumlu tavrıyla iktidara alternatif olduğunu gösterebilirdi… Fakat, ne yazık ki; Akşener, ergen kız tribi atıp, sadece dedikodu konuşması yaparak vizyonunun sıfır olduğunu ortaya koymuş oldu.

SON SÖZ:

Kendisi için yapılan iyilikten bile pişmanlık duyan İYİ Parti, dedikodu vizyonuyla, ölü doğan Deva ve Gelecek partilerinin yanında konumlanmış oldu. Bu umutsuz vaka da gösteriyor ki; Türkiye’de bir lider kısırlığı yaşanıyor. Kim bilir, bu, belki de ağır yaşanan bir doğrum sancısı da olabilir. Umarım öyledir. Çünkü: Devleti ve dini, haksız kazanç kapısı olarak gören güruhlardan temizleyecek, liyakate sorumluluk yükleyip, gelecek adına gençleri heyecanlandıracak, toplumun duygularını sömürmeden, iyi niyetini suistimal etmeden, mertçe siyaset yapacak, mertçe oyunu alacak ve mertçe hizmet edecek bir lidere ihtiyaç var.

SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ