1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Uhut Savaşı sırasında Cebrail’in Hz. Ali‘yi takip ettiği, düştükçe kaldırdığı şeklinde masalsı bir anlatım vardır.

Bu masalsı efsane bana Meral Akşener‘i anımsatıyor nedense. Benzetmede hata olmaz. Cebrail’in Hz. Ali’yi takip edip, düştükçe kaldırması gibi, Akşener de adeta Erdoğan’ı takip ediyor ve düştükçe kaldırıyor.

Daha önce de yazdım, bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçiminde, “Aday olacağım” diye tutturmuş ve bu tutumu sayesinde Erdoğan’a can simidi olmuştu. Son seçim sürecinde nelerin yaşandığı ise herkesin malumu. İlk seçimin tersi bir tutumla, yani, “Aday olmayacağım” diye tutturmasıyla yine Erdoğan’a kazandıran bir yol tuttu.

Şurası kesin ki; seçim mağlubiyetiyle birlikte CHP’ye, “Sepet koluna herkes yoluna” diyen Akşener, önümüzdeki yıl yapılacak olan yerel seçimlerin kaderini de tayin etmiş, bir bakıma, Erdoğan’ı, bir önceki yerel seçimde düştüğü yerlerden kaldırmanın adımını atmış oldu.

Bunun ilk somut işaretini İYİ Parti’nin dün Kültürpark Ender Çay Bahçesi’nde gerçekleştirdiği bayramlaşma töreninde görmüş olduk.

Evet, tıpkı CHP bayramlaşmasında şahit olduğumuz gibi, seçim mağlubiyetinin koyu gölgesini İYİ Parti bayramlaşmasında da gördük. Tek fark, CHP’de lider değişimi arzulanırken İYİ Parti’de Akşener‘i daha da güçlü kılma çabası vardı.

Dün, Ender’deki buluşmada açış konuşmasını yapan İl Başkanı Mehmet Hasanoğlu, Akşener’e övgü düzmesine karşın Akşener gibi teşkilatına parmak sallamadı; aksine, “Bursa’da bir başarısızlık varsa o bana aittir…” diyerek teşkilatını kucakladı. Kuşkusuz bu, “Çok Güzel Hareket” olarak hanesine yazılacaktır.

Başkan Hasanoğlu, Bursa’da belediyelerin İYİ Parti tarafından kazanılması vurgusuyla, “Gelecek dönem maksimum sayıda belediye kazanmak için var gücümüzle çalışmamız gerekiyor…” dedi. Hasanoğlu’nun açtığı yoldan devam eden Milletvekili Hasan Toktaş ise dokuz ay sonra yapılacak yerel seçimleri işaret ederek, “Bu sefer fedakarlığı onlardan bekliyoruz. İYİ Parti yerel seçimlerden çırak çıkmayacak…” gibi hayli manidar bir cümle kurarak hem niyetlerini açık etti hem de (eski) ortaklarına mesaj göndermiş oldu.

Hasan Toktaş, ortaklardan fedakarlık etmelerini istediği konuşmasını “Bursa yerel seçimlerde İYİ Parti’nin ortaya koyacağı iradeyle yeni bir yönetime kavuşacaktır…” dedi ki; bunun daha Türkçesi, “Biz aday çıkaracağız, bu sefer siz bizi destekleyin”dir.

Meral Akşener, önce masadan kalkıp, sonra fikir değiştirerek yeniden oturması gibi hareket etmezse eğer, İYİ Parti’nin yerel seçimlere kendi adaylarıyla katılacağı neredeyse kesinleşmiş oldu. Bu kararın, Ak Parti’nin işini daha da kolaylaştıracağını bilmek için müneccim olmaya gerek yok sanırım. Fakat umut fakirin olduğu kadar siyasetçinin de ekmeğidir ve doğru atıldığında ummadık taşın baş yardığı da vakidir.

Tamam, Ender’deki İYİ Parti’nin bırakın baş yarmayı, taş atacak mecalinin bile kalmadığı ortada. Fakat her şartta başka bir ihtimalin daha olduğu da asla unutulmamalı.

SON SÖZ:

İşte bu ihtimalden mütevellit birkaç nasihatim olacak İYİ Parti’ye. Evet, İYİ Parti, kendi adaylarıyla seçime gitme konusunu iyiden iyiye benimsemişe benziyor. O halde, “Kazanacak aday” vurgusuyla Bursa’da herkesçe bilinen/sevilen isimleri aday olarak belirleyip hemen yola revan olmalı. Bu, adaylara, şehirdeki sorunları daha iyi tahlil etme imkanı verir. Dahası, şehirde gündem belirleme üstünlüğünü ele geçirmekle birlikte daha çok insana ulaşma imkanı sağlar. Cumhurbaşkanlığı seçiminde, seçime daha dokuz ay varken, “En kolayı aday belirlemek” diye avunup/avutup sonra girişilen aday kavgasının sonucu ortadayken aynı hataya düşmenin bir açıklaması olamaz değil mi?