0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Seversiniz ya da sevmezsiniz, desteklersiniz ya da eleştirirsiniz…

Ne olursa olsun…

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türk siyasetinin kilit aktörlerinden biri. Özellikle de kritik dönemlerde aldığı kararlar ve yaptığı açıklamalarla…

Anımsayalım…

Tarih 7 Temmuz 2002… Yer Bursa, Keles, Kocayayla…

Bahçeli: Gelin TBMM’yi 1 Eylül’de olağanüstü toplantıya çağıralım. 3 Eylül’de erken seçim kararı alalım. Geçmiş dönemde olduğu gibi 60 günlük bir seçim takvimi içerisinde seçimleri yapalım ve seçim tarihini 3 Kasım olarak belirleyelim…

Seçimler 3 Kasım 2002’de oldu mu?

Oldu!

***

Yıl 2015… Tarih 7 Haziran‘ı 8 Haziran’a bağlayan gece yarısı… Yer Ankara, MHP Genel Merkezi…

Bahçeli: (…) Birinci koalisyon, başlangıcından bu yana birliktelikleri devam eden AKP ve HDP arasında olması lazımdır. (…) İkinci koalisyon modeli olarak AKP-CHP-HDP’yi bir araya getirebilirsiniz. (…) Böyle bir yapılanma içerisinde MHP, şerefi ve haysiyetiyle ilkeli ve dürüst politikasıyla çok güzel ve Meclis’te denetimi esas alan bir ana muhalefet görevini de üstlenmeye hazırdır. Eğer bunların hiçbirisinden uygulanarak sonuç alınamıyorsa Türkiye’yi AKP’nin azınlığına, bir takım çevrelerin senaryosuna mahkum etmeye de kimsenin hakkı yoktur. En erken seçim ne zaman olacaksa o zaman da seçim olur.”

Bahçeli, seçim gecesi erken seçim ilan eden ilk genel başkan olarak tarihe geçti ve çok da eleştirildi.

Peki, erken seçim oldu mu?

1 Kasım’da oldu!

***

Ve tarih 8 Ocak 2018… Yer: Ankara… MHP liderinin Ankara temsilcileriyle buluşması…

İşte Bahçeli’nin siyasetin bundan sonraki gidişatına yön verecek açıklamaları:

• Bir ittifak olayı söz konusu olacaksa bu yasal olmalıdır.
• MHP, ittifak olursa ittifakla, olmazsa kendi partisi olarak milletvekilliği seçimlerine girer.
• MHP Cumhurbaşkanlığı adayı göstermeyecektir, MHP’nin genel başkanı Cumhurbaşkanı adayı olmayacaktır, MHP Cumhurbaşkanlığı seçiminde Yenikapı ruhuyla hareket ederek, Recep Tayyip Erdoğan‘ı destekleme kararı alır.
• İran karışıyor, Suriye şu, Türkiye bu… Böyle bir ortamda kim, hangi erken seçimi düşünüyor, hangi maksatla bunu düşünüyor, onun da tartışılması lazım. Türkiye’nin normal sürece geçinceye kadar onu gölgeleyecek, tartıştıracak bir yola sapmak doğru değildir.

***

Meclis içindeki ve dışındaki muhalefetin tepkiyle, iktidarın sempatiyle karşıladığı bu açıklamalar ne anlama geliyor? Daha doğrusu bu açıklamalar hangi sonuçları doğuracak?

Daha önce de yazdım…

İktidar henüz bir erken seçime hazır değil. Çünkü 16 Nisan referandumunun ardından girdiği değişim süreci tamamlanmadı. Parti teşkilatları yenileniyor. İlçe ve il kongrelerinin ardından büyük olasılıkla Eylül 2018’den önceye çekilecek bir tarihte yapılacak büyük kongreyle genel merkez yönetimi de değişecek. Nitekim iktidar seçimlere mevcut MKYK ve MYK ile girmeyecek. Tıpkı mevcut kabineyle girmeyeceği gibi…

Paralel olarak Anayasa değişikliği kapsamında çıkarılması gereken uyum yasaları üzerinde çalışılacak. Söz konusu yasaların büyük çoğunluğunda sözcük değişiklikleri yapılacak. Başbakan ifadesinin yerini Cumhurbaşkanı alacak, örneğin… Ancak Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası var ki işte asıl kilit nokta orası… Anayasa değişikliği, illa seçim ittifakı ya da seçim barajı gibi konuların gündeme gelmesini gerektirmiyor. Onu gerektiren siyasal konjonktür… Zira bu ittifak sadece MHP’nin ya da AK PARTİ’nin değil, muhalefetin de ihtiyacı…

Mevcut tablo böyle… Şimdi gelelim sorulara ve bana göre yanıtlarına…

***

Seçim ittifakı olacak mı? Evet olacak!

Nasıl olacak? Bahçeli’nin söylediği gibi, yasal olacak!

İttifak için yasal altyapıya neden gerek var? Çünkü ancak böyle bir altyapı olursa siyasal partiler Hazine yardımından mahrum kalmayacak. Ne diyordu Bahçeli, mealen, 1991’deki RP-MÇP-IDP ittifakını hatırlatarak: Oylar da Hazine yardımı da Refah Partisi’ne yazdı, ne aldığımız oyu bildik, ne beş kuruş yardım alabildik!

Milletvekili seçiminde yasal ittifakın önü açılacak, MHP de Cumhurbaşkanı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan‘ı destekleyecek!

***

İttifakın yasal hale geldiği seçim ne zaman olacak, daha doğrusu erken seçim olacak mı?

Olağanüstü iç ve dış koşullar oluşmadığı sürece erken seçim olmayacak!

Neden?

Aslında bunun nedenini Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, “2019’da mahalli seçimlerin yaşanacak olması ve bu seçimlerde uygulanma zorunluluğunun yanı sıra anayasadaki bir yıllık yasak da dikkate alındığında, seçim ve siyasi partiler yasalarının marttan önce parlamentodan çıkarılmasını hedeflediklerini” söyleyerek açıkladı.

Seçim ve Siyasi Partiler Yasalarında yapılacak değişiklikler öncelikle Mart 2019’da yapılacak yerel seçimlerde uygulanacak. İkinci uygulama alanı da 3 Kasım 2019’da yapılması planlanan çifte seçim olacak.

Anayasa’nın 67. maddesi, “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz” dediğine göre…

Ufukta erken seçim yok!

Zaten iktidarın şu anki öncelikli hedefi de Seçim ve Siyasi Partiler Yasası’nı marttan önce, başka deyişle önümüzdeki 50 gün içinde çıkarmak!

***

Ve son soru, seçim barajı değişecek mi?

Bana kalırsa bu soru hala ortada…