0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İlginç bir dönem yaşıyoruz…

İlk önce sosyal medyada gördüğüm taraftar haritasıyla başlayayım…

Türkiye’de şehrinin takımını tutan 3 il var…

İstanbul’da Fenerbahçeli fazla, Eskişehir’de Eskişehirsporlu, Trabzon’da da Trabzonsporlu…

Bursa mı?

Galatasaray önde, ardından gelen takım Fenerbahçe!

Tabii ki kimseye zorla takım tutturamazsın ancak bunun için çalışmalar yaparsın, kentlilik bilincini ön plana çıkarırsın ya da gençleri spora teşvik edersin…

Geçen günlerde Tarık Çapçı bu konu ile ilgili güzel bir öneri sundu ve çocukların maça getirilmesi için organizasyon yapılması gerektiğini uzun uzun anlattı…

Fakat kimsenin umurunda olmadığı için kendi kendimize yok sistem yok aidiyet yok bilmem ne konuşup duruyoruz…

Konuyu dallanıp budaklandırmadan asıl yazmak istediğim yere geleyim…

Bursa’da maalesef Bursasporluların azınlıkta olduğunu düşünürsek, her seferinde yapılanma yerine ‘şehir bize yardım etsin’ diyerek yola devam etmek gerçekten çok garip!

Bursasporlular kısmını da ayrıca irdelememiz gerekli…

Kim gerçekten Bursaspor için iyi bir şey istiyor, kim kulübü basamak olarak kullanmak istiyor, kim siyasete alet ediyor vs.

Geçmiş ile ilgili yazdık da yazdık, hiçbir gelişme yok maalesef…

Yeni dönemde açıkçası İsmail Ertekin ile Tahsin Tam’ın göreve gelmesinin ardından umutlandık ancak son dönemde öyle şeyler yaşadık ki!

Tamam transfer tahtasını açmayacaksınız anladık, eldeki oynayabilecek futbolcuları kaybetmek ne demek?

Bu kulübün Futbol Şube Sorumlusu yok mu?

Bu kulübün Hukuk İşlerinden Sorumlu Yöneticisi yok mu?

Gerçekten de hiçbir planınız, kriz yönetiminiz, spora bakış açınız olmadan sadece ve sadece Belediye Başkanı’na güvenerek mi göreve geldiniz?

Daha doğrusu neden göreve geldiniz?

Geçmiş yönetimi suçlamaktan başka hiçbir reaksiyon göstermeyen bir kulüp yönetimini mi bu camiaya reva görüyorsunuz!

Koskoca yarım devre, geçmiş yönetim tehditler eşliğinde görev bırakıyor, geliyorsunuz;

Transfer sıkıntılı,

Yönetim şekli sıkıntılı,

‘Hadi siyasetin izleri var, lobide bir şeyler yaparlar bari’ diyorsunuz o da yok!

Yeni sezona başlanıyor, İsmail Ertekin ve Tahsin Tam gibi Bursaspor aşığı iki insanı göreve getiriyorsunuz kabul, e sonrası?

Bir yönetici de; ‘Şu oyuncuların sözleşmesi neymiş’ diye bakmaz mı?

Daha sezon bitmeden sözleşmeleri yenilemek bu kadar zor mu?

İletişim kurmak neden o koltuğa oturanlar için bu kadar kısıtlı oluyor?

‘Bu oyuncularla da olur, çabalarız’ dediğimiz ortamda resmen art arda oyuncular sözleşmelerini feshediyor!

Çoğunluğumuz da futbolcuların aidiyetini sorguluyor!

Neymiş altyapıdan yetişmiş, Bursaspor formasını giyiyormuş!

Bursaspor forması da aidiyet de taraftar için çok önemli…

Oyuncu alacağı maaşa, oynayacağı süreye, güvenli ortama bakar!

Hangisi Bursaspor’da var?

Maaşını alamıyor, transfer tahtası açıldığı anda kızağa çekileceğini biliyor!

Biz de isteriz aidiyeti olan kişiler Bursaspor’da çalışsın, oynasın ancak aidiyet çift taraflı bir olgudur!

Tek taraftan aidiyet istersen o sömürüdür!

Oyuncuların Bursaspor formasıyla, kulübüyle bir sorunu yok, o kulübü yönetenlerle sorunu var!

En başından bu yana gençlerle 2-3 senelik bir program yapılması gerektiğini ve çıkışın öyle yakalanacağını düşünmüştüm ancak mevcut yönetimin yapmak istediğini uzun zamandır anlamış değilim!

Eldeki gençlerin kafasına göre çekip gideceği sözleşmeleri varsa ve bunu yıllardır yaşıyorsak, göreve gelen yönetim ilk olarak tüm sözleşmeleri elden geçirecek!

2. Lig’de işe yarayabilecek gençler gitti ve üzerine transfer tahtası açılmayacak!

Gerçekten niye göreve geldiniz ve amacınız ne?

Tabloyu gelmeden önce de çok iyi biliyordunuz, kimlerden söz aldınız da yarı yolda bırakıldınız?

Ya da yolunuz buydu da biz mi bilmiyorduk!

Kulübü bilimin ışığında yönetmeyecekseniz, neden talip olduğunuz?

Ve son söz meşhur tribün liderine; Neredesiniz Sayın Kurtulan?

Kulüp istediğiniz gibi mi gidiyor?

Belirli bir kesime yakın sitelerde artık röportajlarınızı göremiyoruz…

Afiyettesinizdir inşallah!