Kişisel garezin zamanı değil!

Yayın: 04.10.2022 17:25 - Güncelleme: 05.10.2022 21:10

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Sosyal medyada gördüm. Adam, doğal sivrisinek tuzağı kurmuş. Tuzu, rakıyı, ağaç dalını ve taşı yan yana dizmiş. Sivrisinek, şeker sanıp tuzu yiyecek ve susayacak. Su sanıp rakıyı içecek ve sarhoş olacak. Sarhoş olup ayağı dala takılacak ve düşecek. Finalde ise düşünce başını taşa vurup ölecek…

Biliyor musunuz? Sivrisineğin bu şekilde ölme ihtimalinden bile daha düşüktü Bursaspor‘un ikinci (aslında üçüncü) lige düşmesi.

Tamam, “Takım kayyuma kalmasın diye başkan oldum” diyen Erkan Kamat‘ın, “Recep Tayyip Erdoğan gelse o tahtayı açamaz” demesine rağmen tahta açılmış olsa bile belki yine de ilk sene süper lige çıkamayabilirdi ama bir alt lige de kesinlikle düşmezdi Bursaspor; ama düştü. Düşmeye de devam ediyor.

Burada filmi biraz geri saralım isterseniz. Bu düşüş, aslında yeni seçilmiş genç bir başkan ve yönetimine karşı duyulan kişisel garezle başladı. Yanlış iliklenen ilk düğme buydu. Daha ikinci haftadan itibaren, üstelik herkesin heyecanı en üst seviyedeyken, sanki bir yerden düğmeye basılmışçasına, “Yönetim istifa” çığlıkları atılmaya başlandı. Bu, düpedüz gece karanlığında çelme takma hevesiydi ki; muratlarına da erdiler. Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. Şimdi, “Heveslisi değiliz” demekle olmuyor. Herkes biliyor ki, o heves kursakta kaldı.

Aslına bakarsanız, Bursaspor‘un, Esenler karşısında esamesi okunmayıp, taraftar maç boyunca “Alinur istifa” sloganları attıktan ve Aktaş‘tan gelen gizemli telefonla gölge başkan da istifa ettikten sonra; “Ne oldi rengin soldi” diyerek ayar verme muzipliği yapabilirdim; ama yapmayacağım.

Hatta asabı bozuk bir yazı gündelikçisi olarak, milletin rutini sayılan, “Gülme komşuna gelir başına” veya “Ne ekersen onu biçersin” veya “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste” veya “Etme bulma dünyası” veya daha bir sürü benzer özlü söz ile kısa yoldan içimi dökebilirdim; ama dökmeyeceğim.

Neden biliyor musunuz? Çünkü, Bursaspor’u seviyorum. Çünkü, Bursaspor, Bursa’nın ortak paydası, buluşma noktası. Dolayısıyla kimsenin kişisel garez gütmeye hakkı yok. Hele bu saatten sonra hiç yok.

SON SÖZ:

Öyleyse gelin, suçlu aramayalım. Ne Alinur Aktaş‘a, ne öncekilere ve de bundan sonra geleceklere karşı edebe mugayir sözler söyleyerek, Bursaspor için bir şeyler yapmak isteyenlerin hevesini kırmayalım, umudunu öldürmeyelim… Yazıya fıkra tadında başladık madem, gelin fıkrayla bitirelim. Köyde bir grup oturmuş havadan sudan sohbet ederken konu yaz mı kış mı muhabbetine gelmiş. Kimi yazı sevip kıştan, kimi kışı övüp yazsan şikayet ediyormuş. Aralarından biri “Şu insanoğlu da hiç kükretmiyor, kışın soğuktan, yazın sıcaktan yakınıyor” diye söylenirken, konuşmaya kulak misafiri olan Hoca Nasrettin, “Öyle deme cahil adam, bak bahara kimsenin bir şey dediği var mı?” diyerek taşı gediğine koymuş. Gelin, Bursaspor’a yeniden baharı yaşatmak için yaz, kış, sen, ben kavgasını bir tarafa bırakıp Bursaspor için hepimiz biz olalım.

SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ