التطور التكنولوجي في الكازينوهات العربية على الإنترنت
شهدت صناعة الكازينو على الإنترنت في العالم العربي تطوراً ملحوظاً في السنوات الأخيرة. مع التقدم التكنولوجي، أصبح الوصول إلى الألعاب أسهل وأكثر أمانًا. على سبيل المثال، موقع YYY Casino يقدم تجربة لعب استثنائية مع تأمين عالي المستوى لبيانات المستخدمين.
أنواع الألعاب الشعبية في الكازينوهات العربية
تنوعت الألعاب المتاحة في الكازينوهات العربية بشكل كبير. الألعاب الكلاسيكية مثل البوكر والبلاك جاك لا تزال تحظى بشعبية كبيرة، بالإضافة إلى ألعاب السلوتس والروليت التي تجذب عدداً كبيراً من اللاعبين.
أساليب الدفع في الكازينوهات الإلكترونية
توسعت خيارات الدفع في الكازينوهات العربية لتشمل طرقاً متنوعة مثل البطاقات الائتمانية، المحافظ الإلكترونية، وحتى العملات الرقمية. هذه التنوعات توفر راحة وأماناً أكبر للمستخدمين.
التراخيص والتنظيمات في الكازينوهات العربية
تعتبر التراخيص والتنظيمات القانونية للكازينوهات على الإنترنت عاملاً مهماً لضمان اللعب النزيه وحماية اللاعبين. الكازينوهات العربية تتبع معايير عالمية في هذا المجال.
مستقبل الكازينوهات العربية على الإنترنت
يتوقع أن يستمر نمو صناعة الكازينوهات العربية على الإنترنت بفضل التطور التكنولوجي وزيادة الوعي بأهمية اللعب المسؤول. هذا النمو يفتح آفاقاً جديدة للترفيه والأعمال.
Glory Casino'da Büyük Kazançların Sırrı: Kazanan Stratejiler
Kazanma Yolunda İlk Adım: Doğru Oyun Seçimi
Glory Casino'da kazanmanın ilk adımı, doğru oyunu seçmektir. Oyun çeşitliliği, her oyuncunun tarzına uygun seçenekler sunar. Slot oyunları, masa oyunları veya canlı casino seçenekleri arasından seçim yaparak Glory casino indir ve kazanma şansını artır. Oyunların kurallarını ve ödeme tablolarını incelemek, başarılı bir başlangıç için kritik öneme sahiptir.
Stratejik Planlama: Kazançlı Oyun Taktikleri
Başarılı bir Glory Casino oyuncusu olmak için stratejik planlama şarttır. Her oyunun kendine has stratejileri vardır. Örneğin, blackjack oynarken kart sayma veya rulette çeşitli bahis sistemlerini kullanmak kazanma şansını artırabilir. Her oyun için farklı stratejiler geliştirerek, kazanma olasılığınızı maksimize edin.
Bütçe Yönetimi: Akıllı Bahislerle Kazan
Kumar oyunlarında bütçe yönetimi, kazanç elde etmenin anahtarlarından biridir. Ne kadar bahis yapacağınıza karar verirken, toplam bütçenizin küçük bir yüzdesini kullanmayı düşünün. Bu, uzun vadede oyun keyfini sürdürmenize ve büyük kayıplardan kaçınmanıza yardımcı olur. Akıllı bahisler, uzun süreli kazanç için temel bir stratejidir.
Deneyim Kazanma: Ücretsiz Oyunlarla Pratik Yap
Glory Casino'da, gerçek para ile oynamadan önce ücretsiz oyunlarla pratik yapma şansınız var. Bu oyunlar, risk almadan farklı stratejileri test etmenize olanak tanır. Deneyim kazanmak, gerçek para oyunlarında daha bilinçli kararlar almanıza yardımcı olur. Pratik yaparak, kazanma şansınızı artırın.
Kazanma Psikolojisi: Sakin ve Kontrollü Oyna
Kumar oyunlarında başarılı olmanın psikolojik yönü de önemlidir. Sakin ve kontrollü bir şekilde oynamak, karar verme yeteneğinizi korumanıza yardımcı olur. Heyecana kapılmamak ve her oyunu ayrı bir fırsat olarak değerlendirmek, kazanma şansınızı artıran önemli faktörlerdendir. Glory Casino'da sakin kalarak ve her hamlenizi düşünerek oynayın.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in AK Parti Genel Merkezi’nde gerçekleştirdikleri görüşme, son günlerin en merak edilen konularından biriydi.
Basına kapalı olarak yapılan bu görüşme, Türk siyasetinin geleceği açısından önemli ipuçları verdi.
Yaklaşık 1 saat 35 dakika süren görüşme, her iki liderin de olumlu bir havada geçtiğini gösterdi. Özel, Paşabahçe’nin ‘Gururla’ özel serisine ait olan ‘Cumhuriyet Ateşi’ objesi ile Manisa’daki Uluslararası Mesir Macunu Festivali’nden getirdiği hediyelerle Erdoğan’ı memnun etti.
Erdoğan’ın da Özel’e verdiği fincan takımı, çay ve bal, görüşmenin dostça bir atmosferde geçtiğini gösterdi.
Görüşmeden sonra yapılan açıklamalarda, iki liderin yerel seçim sonuçları dolayısıyla birbirlerini tebrik ettikleri ve milli, dini bayramlarda bir araya gelme ve kritik konularda görüş alışverişinde bulunma kararı aldıkları belirtildi.
Bu, siyasi arenada yeni bir dönemin başlayabileceğine işaret ediyor.
Ancak;
Görüşme sırasında dikkat çeken bir detay vardı: salondaki tekli koltuğun boş olması.
Bu, sosyal medyada da gündem oldu ve farklı yorumlara neden oldu.
Erdoğan’ın, görüşmeyi AK Parti Genel Merkezi’nde yaparak Özel’e gösterdiği ‘eşit ilişki’ jesti olarak yorumlandı.
Protokol gereği Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı olarak orta koltukta oturdu, boş koltuk ise Cumhurbaşkanlığı görevini temsil etti.
Bu boş koltuk, sadece sembolik bir detay değil, aynı zamanda Türk siyasetindeki güç dengelerinin ve ilişkilerin karmaşıklığını da simgeliyor olabilir.
Görüşmenin ardından yapılan açıklamalarda, her iki tarafın da görüşmenin olumlu bir atmosferde geçtiğini ve diyaloğun öneminin vurgulandığını belirtmeleri, Türk siyasetindeki gerilimi azaltma yolunda umut verici bir adım olarak görülebilir.
Özellikle Özgür Özel’in, “Olumlu sonuçlar doğuracağına dair iyimserim. Önümüzdeki günlerde gelişmeleri takip edeceğim. Müzakere ve mücadeleyi birlikte yürüteceğiz.” ifadeleri, siyasi partiler arasında birlikte çalışma ve çözüm odaklı yaklaşıma işaret ediyor.
Bu tutum, gelecekteki siyasi gelişmelerin olumlu bir yönde şekillenmesine katkı sağlayabilir.
Unutmamak gerekir ki, siyasetteki her adımın altında farklı dinamikler yatar.
Önemli olan, bu tür buluşmaların ve diyaloğun devam etmesi ve ülkenin çıkarları doğrultusunda adımlar atılmasıdır.
Bu vesileyle, her iki liderin de ülke çıkarlarını gözeterek siyaseti şekillendirmesi temennisiyle, Türkiye’nin siyasi atmosferinde olumlu gelişmelerin artarak devam etmesini diliyorum.
Bu buluşma, sadece iki parti arasındaki ilişkilerin değil, genel anlamda Türkiye’nin siyasi geleceği açısından da önem taşıyor.
İlerleyen günlerde, bu görüşmenin siyasi atmosfere etkileri daha net bir şekilde görülecek. Ancak şimdilik, Erdoğan ve Özel’in buluşmasının ülke için olumlu bir adım olduğunu söyleyebiliriz.
Umuyorum ki, bu tür diyaloğun artmasıyla birlikte Türkiye, iç ve dış politikada daha istikrarlı bir yol izleyebilir.
Recep Tayyip Erdoğan ve Özgür Özel, ilk kez sekiz yıl sonra aynı masada.
Bu buluşmanın adı ne olursa olsun, özü itibarıyla bir ‘tarihi buluşma’.
Peki;
Bu toplantının perde arkasında neler oluyor?
Merak edilenleri, duyulmayanları sizler için kaleme aldım.
İlk olarak şunu belirtmeliyim: Bir araya gelmek kolay değil.
Hele ki Türkiye gibi siyasi çekişmelerin eksik olmadığı bir ülkede.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Irak ziyaretinden döner dönmez, “CHP’nin de değişime destek verebileceği inancındayım,” demişti.
Özgür Özel ise, belediyelerin sıkıntıları ve emekli aylıkları gibi konuları masaya yatıracak. Yani anlaşılacağı üzere her iki taraf da bu görüşmeden bir ‘kazanım’ umut ediyor.
Daha da önemlisi, bugün yapılacak görüşme, sadece iki lider arasında değil, aynı zamanda iki zıt dünya görüşü arasında bir köprü kurma girişimi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın pragmatizmi ile Özel’in reformist yaklaşımı, umarım Türkiye için hayırlı bir sinerji yaratır.
Unutmayın, politikada masaya oturmak, bir nevi şah-mat oyununa benzer.
Her hamle, kapsamlı bir stratejiyi gerektirir.
Cumhurbaşkanı ve CHP Lideri’nin bugün yapacağı görüşme de, gelecekteki siyasi manevralar için bir ölçüt olacak.
Yeni anayasa meselesi ise, bu buluşmanın ana gündem maddesi.
Umarım bu görüşme, sadece siyasi bir şov değil, gerçek anlamda ülkemizin geleceğine ışık tutacak bir adım olur.
Önemli olan, bugün masaya yatırılacak konuların sadece bugünle sınırlı kalmayıp, yarının Türkiye’sini şekillendirecek olması.
Yeni anayasa çalışmaları, bir ülkenin temel taşlarını yeniden dizayn etmek demek.
Bu, sadece mevcut siyasi liderler için değil, tüm vatandaşlar için hayati.
Anayasanın her bir maddesi, gelecekteki özgürlüklerimizi, haklarımızı ve sorumluluklarımızı şekillendiriyor.
Bu görüşmede Erdoğan ve Özel, belki de farklı siyasi kampların ortak bir zeminde buluşabileceğini gösterme fırsatı bulacak.
Burada bir anlaşmazlık olsa bile,ki ‘‘umarım olmaz’’ diyalogun kapılarını açık tutmak, demokrasinin gereği.
Bugün belki anlaşamazlar, ama yarın için bir umut tohumu ekmiş olurlar.
Ve son olarak, bu tür görüşmelerin bir diğer önemi de, topluma örnek olması.
Liderler arası diyalog, toplumsal kutuplaşmayı azaltabilir, farklı görüşlere saygıyı teşvik edebilir.
Özellikle de siyasi gerginliklerin had safhada olduğu dönemlerde, bu tür buluşmalar, ‘birlikte yaşama’ kültürünün pekiştirilmesine katkı sağlayabilir.
Dolayısıyla, bugün yapılacak olan bu görüşme, belki de tarihi bir dönüm noktası olacak.
Belki de yeni bir başlangıç.
Sonuç ne olursa olsun, bu buluşma, Türkiye’nin demokratik olgunluğu için bir test olacak.
Ve, siyasetin asıl amacı, halka hizmet etmektir.
Umarım bu görüşme, bu amaca hizmet eden sonuçlar doğurur.
O’nu AK Parti İl Başkan Yardımcılığı görevinden biliyoruz. İl yönetimindeyken de ele avuca sığmayan bir isimdi Ferhat Erol.
Yerel seçim sürecinde AK Parti Kestel’de aday değişimine giderek mevcut Başkan Önder Tanır yerine Ferhat Erol’u aday gösterdi.
Daha adaylığı tebliğ edilir edilmez inanılmaz bir azim ve enerji ile sahaya indi ki Ferhat Erol, zor kazanır denilen seçimi adeta sıkmadık el almadık gönül bırakmayarak kazanmasını bildi.
Bursa’daki en zor seçim bölgelerinden birisi olan Kestel’de Ferhat Erol, Yeniden Refah Partisi’nden aday olan mevcut belediye başkanı Önder Tanır, CHP’nin adayı Akan Ayaz ve Bağımsız Eyüp Kılıç’a karşı gerçekten büyük bir mücadele ile ipi göğüsledi.
Seçim dönemi boyunca benimde çoğuna şahit olduğum, gecesini gündüzüne katan ve adeta o süreci sabahın ilk ışıklarından gecenin geç vakitlerine kadar vatandaşa ulaşarak kendini anlatan, projelerini aktaran ve halkın gönlüne girmek için büyük çaba harcayan Erol, 31 Mart gecesi bu çalışmasının karşılığı olarak ilçedeki seçimi kazanarak yeni belediye başkanı oldu.
Gece gündüz köy mahalle sokak apartman bırakmadan gezen Ferhat Erol, halkla önemli bir sevgi bağı gönül bağı da oluşturdu.
AK Parti’nin rakipsiz göründüğü ilçelerde kaybettiği seçimi güçlü rakiplerine rağmen kazanmasını bilen Ferhat Erol, seçimi kazandıktan sonra da durmadı.
Her an her dakika sokakta ve vatandaşla birlikte olan Erol, rehavete kapılmadan ve tempoyu düşürmeden çalışmaya devam ediyor.
Başkan Erol bu tempo ile devam ederse 2024-2029 döneminin en başarılı belediye başkanı adaylarından birisi olur.
Öylesine bir enerji ile sahaya iniyor ki hızına yetişmek gerçekten mümkün değil.
Kazanır kazanmaz kolları sıvayan Ferhat Erol, belediyenin yeni yönetim şemasını tamamladı.
Muhtarlarla bir araya gelen ve onları dinleyen Erol, muhtarlarla sürekli temas halinde mahallelerin tüm ihtiyaçlarının karşılanması için çalışacağının sözünü bir kez daha verdi.
Bursa’da yeni seçilen başkanların en enerjiklerinden birisi olan Ferhat Erol, Kestel’de bu dönem önemli işlere imza atacağının da sinyallerini veriyor.
Bursa kamu oyununda bir anda dikkatini çeken Ferhat Erol, Kestel’i bu dönem daha görünür ve şehre daha yakın bir yapıya büründürecek gibi görünüyor.
Şimdi gözlerin çevrildiği Kestel’de Erol’un nasıl bir strateji ve yönetim izleyeceği merakla bekleniyor.
Bursa genelinde ciddi kan kaybeden AK Parti’nin bu dönem yüz aklarından birisi olmaya aday olan Ferhat Erol, ilçenin sorunlarını bilen çözüm önerilerini hazırlayan ve Kestelli olmasının avantajları ile bir adım önde başlıyor diyebiliriz.
Yerel seçimlerin üzerinden 2 haftadan fazla zaman geçti ve artık kazananlar da kaybedenler de bunu hazmetmeye başladı diyebilirim.
Kazananlar belediyelerdeki yapılanmalarını tamamlama gayretine girerken kaybeden tarafta ise beklenen değişimin sistemsel mi yoksa isimler bazında mı olacağı tartışılıyor.
AK Parti Türkiye genelinde bir başarısızlıkla karşı karşıya. Önemli belediyeleri kaybetti.
Beklediği yeni belediyeleri alamadı.
Totalde bir sorgulamadan geçmesi bir muhasebe yapması oldukça yararlı olacak kanaati oluştu tüm kamuoyunda.
Ayakları yere basmayan bir süreç yaşadı AK Parti son dönemde.
Bunun en önemli nedenlerinden birisi şüphesiz ekonomik koşullar, ancak tek neden bu değil.
AK Parti yükselişte olduğu dönemde kendisini yenileyebilen ve teşkilatlarını sürekli diri tutabilen bir yapıya sahipti ancak bu son dönemde bir miktar değişti.
AK Parti sayesinde koltuklara oturanların o koltukları emanet görmek yerine kendilerinin sanması ve koltukları korumaya yönelik bir refleks geliştirmesi dikkate alınması gereken aksamalardan birisiydi şüphesiz.
Bu yapı beraberinde yukardan aşağıya bir çekinme hadi ilerisi korku oluşumlarına da ne yazık ki neden oldu ve oluyor da.
Gruplaşmalar, kamu ve iş hayatında üzerindeki etkinin kişiselleşmesi ile de insanların gerek direkt gerekse en direkt olarak çekingenleşmelerini de beraberinde getiriyor.
Bursa’da seçim gününden itibaren isimler üzerinden bir hesaplaşma yapmaya çalışan ekiplerin olduğunu görüyoruz.
Efkan Ala, Mustafa Varank ve Davut Gürkan’ın, gece gündüz, mitingden mitinge, köyden köye, ilçeden ilçeye koşuşturarak sahur saatlerine kadar ne kadar çaba gösterdiklerine, vatandaşlarla birebir ilgilendiklerine ve belediye başkanları için oy toplama çalışmalarında ne gerekiyorsa yaptıklarına bizzat şahit oldum.
Bu isimlerin, yoğun çabalarına rağmen yaşanan yenilgiyi bu kişilere yıkmak doğru değil ve olmamalı da.
Çünkü bu gruplar, Efkan Ala ve Mustafa Varank arasında bölgecilik temelinde bir çatışma yaratmaya çalışıyor ve bu çatışma atmosferinden güç kazanmayı amaçlıyor.
Bu gruplar arasında, seçim sürecinde önemli görevler üstlenmiş yerel yöneticiler de bulunuyor.
AK Parti Genel Başkanvekili ve Bursa Milletvekili Efkan Ala’nın bölgecilik ve kayırmacılık politikalarına izin vermeyeceği bilinen bir gerçek.
Ancak, bu kesimler, Efkan Ala ve Mustafa Varank arasında yapay bir bölgecilik çatışması yaratma çabasında görünüyor.
Seçimlerin kaybedilmesiyle ilgili 3 isim hedefe konuluyor.
Üç isim kimler?
Ekonomi dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.
Sanki bugüne kadar onun ismiyle kazanıyorlardı ya da aldıkları oyları kendileri aldı (!).
İkinci isim Efkan Ala…
Oysa Efkan Ala, ilkesel olarak adayları değiştirmek istemişti.
Mevcut aday isimlerine karşı çıkmıştı ancak Ankara’da ve Külliye’de irade böyle geliştiği için adaylar seçime giren isimler oldu.
Üçüncüsü ise Davut Gürkan…
Bütün seçimin faturası İl Başkanı olarak ona çıkarılmak isteniyor.
Aday belirleme sürecinde doğru ve farklı isimlerin olması için çabaladığını bilmeyenimiz yoktur
Oysa Bursa başarısızlığının altında o kadar çok neden var ki?
Halktan kopan yöneticiler, vasıfsız bürokratlar ve kadrolar.
Pervasız siyasiler vs…
Sadece emeklileri öne sürüp Erdoğan, Ala ve Gürkan hedefe konularak kimse kendisini temize çıkaramaz.
Evet faturalar ödenecek mutlaka.
Ama asıl kusurluların da bulunmasında yarar var.
Ortak aklı, liyakati, gönüllere girecek siyaseti, hakkı hukuku yok sayanların bugün perde gerisinden hedef aramaları, ancak kurnazlık olar ki, o dönem geride kaldı çoktan.
Bugün Bursa silkelenirken ve olumsuz yapıyı tasfiye ederken mutlaka zihniyet değişimine de gitmesi lazım.
A ismini alıp benzeri B ismini yerine koyarak amaca ulaşmak mümkün değil.
Halkın seçimde verdiği ders sadece ekonomik değil asıl siyasal ve yönetsel saçmalıklara olduğunu anlamadan ya da anlamak istemeden hiçbir değişimin olamayacağını görmek gerekir.
Bu şehrin hakkı hukuku için savaşmak yerine geride durup zaman kollayanlar, lobicilik yaparak siyasi ve ekonomik rant devşirenler, kendilerine ilah bellediklerinden korkup hakikati söyleyemeyenler dişe sıralayacağımız sistemden kurtulmalı AK Parti.
Parti içinde ne kadar çok demokrasi sağlanırsa o kadar çok toparlanma süreci başarılı olur.
Emir komuta Sistemininsiyasette artık çok da etkili olmadığı, halk arasında da makbul sayılmadığı aşikar olmuş durumda.
İktidara önce iktidar mensuplarının doğruları söylemesinin ve bundan korkmamasının gerekliliği de ortada.
Sadece iktidarın doğrularını söylemekle sorunları çözmek mümkün olamıyor.
Sonuç olarak, herkesin sorumluluğu verilen yetki kadardır.
Bu sonuca etki eden önce unsurlar belirlenmeli.
Bu unsurlar arasında emeklilerin durumu, emeklilerin maaşları ve emekliler arasındaki maaş adaletsizlikleri önemli faktörler olarak öne çıkmaktadır.
Ayrıca, hayat pahalılığı ve marketlerin uyguladığı fahiş zamlar da dikkate alınmalıdır.
Ekonomik olarak alınan kararlar, büyük şehirlerdeki vatandaşların eğilimleri ve bu eğilimlerin diğer illere yansımaları da iyi irdelenmeli.
Ayrıca, aday tercihlerinin sebepleri ve bu tercihlere sebep olan faktörler detaylıca incelenmeli ve sorumlu kişi veya kurumların izahları alınmalıdır.
Bu çeşitli faktörlerin etkileşimi, toplumsal ve ekonomik dinamikleri anlamak için kapsamlı bir değerlendirme gerektirir.
Bunların iyice incelenip bunlara sebep verenlerin önce izahları alınmalı ?
Yerel seçimlerin hemen ardından ne yazık ki yine saçma sapan uygulama ve tartışmaların içerisinde buldu vatandaş kendisini.
Kaybedenler mağlubiyeti gizlemek için türlü algı yöntemlerine başvururken, kazananların belli noktalarda taşkınca hareketleri de göz ardı edilmemeli.
Ne kaybedenler nede kaybettiklerini analiz etmeye yöneliyor ne de kazananlar neden kazandıklarının bir muhasebesini yapmaya yöneliyor.
Ortaya da ne yazık ki Ortadoğu’nun oryantal işleri çıkıyor.
Belediyelerin borçlarını belediye önüne asarak battık bittik diyenler mi dersin, belediyeler Kur’an kurslarını kapatıyorlar diyenler mi dersin almış başını gidiyor ve yine arada olan vatandaşa oluyor.
Vatandaş dürüst ve şeffaf yönetimlerle huzurlu ve kaygısız bir yaşam sürmek, yaşam kalitesinin artırılmasını, sefaletin son bulmasını beklerken, siyaset her zamanki avamlığı ile tüm argümanları insanların algısını yönetmek için harcıyor.
Üstelik bilgisiz ve cahil boyutundaki troller vasıtasıyla yaptırılan işler yaptırana mı yaptırılana mı yarıyor belli değil.
Bursa Büyükşehir Belediyesi, açıklama yapmak zorunda kalmış.
Açıklayıp yalanlamak zorunda kaldığı haber başlığı ise şu, “Bursa Büyükşehir Belediyesi Halk Eğitim Merkezi’ne bağlı Kur’an kurslarını kapatıyor”. Bu haberi bu şekliyle yapanların zır cahil değillerse İslam düşmanı olduklarını söylememizde yarar var.
Kur’an’a kirli siyasete, algı siyasetine malzeme edilebilecek bir kitap değil.
Pis siyasi çıkarlara feda edilecek bir kitap değil.
İslam bu ucuz siyasi oyunların aracı olacak bir din değil.
Buna yeltenenler alçaktır en hafif tabiriyle.
Büyükşehir Belediyesi yaptığı açıklamada Halk Eğitimi Merkezlerinin Milli Eğitim Bakanlığı’na ait olduğunu, kurs açma yetkisinin bu kurumlarda olduğunu, açılan kursu kapatma yetkisine de bu kurumun sahip olduğunu özetle söyleyerek, bu yetkilerin Büyükşehir Belediye yetkisi kapsamında olmadığını duyurdu.
Peki yapılan bu haberlerde amaç ne insanların dini duygularıyla oynamak.
İstismar. Kur’an kursu açılacaksa ve ihtiyaçsa gerek Diyanet İşleri Başkanlığı gerekse Milli Eğitim Bakanlığı bu kursları açar.
Zaten belediyelerin kurs açmalarının çok da doğru olduğunu söyleyemeyiz.
Milli Eğitim Bakanlığı’nda standartlar var.
Oysa belediyelerde yok.
Hangi belediyenin ne şekilde yaptığını kontrol eden de yok.
Bu çok açık bir algı operasyonu ve bunu yapanların iyi niyetli olduğunu söyleyemeyiz.
Gerçekte olanı söylemek insan olmanın bir gereği.
Siyasette kazanırsın kaybedersin. Bu hayatın olağan akışı. Kazandığında da kaybettiğinde de hazmetmek gerekir. Sonucu millete devlete yararlı olsun.
13:06
News
