8

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Geçtiğimiz hafta sonu Bulgaristan-Kırcaali’deydim.

Bir ay içinde ikinci gidişim oldu. Birincide 2 Nisan’da gerçekleştirilen Bulgaristan seçimlerini izlemiştim; ikincide CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Bulgaristan Türkleriyle buluşmasını yerinde gözlemlemek istedim.

Norm Haber’den Bülent Civanoğlu, eski meslektaşımız Halil Şen’le birlikte Yunanistan İpsala üzerinden Bulgaristan’a geçtik.

****

Bulgaristan’a geçmeden önce Bülent Civanoğlu’nun Gümülcine’deki akrabalarına, köylerine uğradık.

Hatta ilk durağımız Nöbetçi Gazete’nin sahibi Enver Akasoy’un köyüydü. 1988 yılında Bursa’da göreve başladığımda ilk arkadaşlık yaptıklarımdan biri olan Akasoy’a köyünün tabelası önünde çekilmiş fotoğrafı attım, keşke o da olsaydı diye düşünmeden edemedim.

****

Hem gidiş hem de dönüşte uğradığımız Yunanistan’da, Bülent’in yakınlarından edindiğim bilgilere göre 1974 Kıbrıs çıkarmasından sonra Yunanistan tarafı Türklerin insan haklarını ayaklar altına almış…

O kadar ileri gidilmiş ki, ehliyetler iptal edilmiş, av tüfekleri toplanmış, bazı topraklara zorla el konularak, Gökçeada’dan göç eden Yunanlılara dağıtılmış…

Bülent’in dayısı, “Komşum beni vurmaya geldi. Üç gün çoluk çocuk tarlada yattık” diye anlattı o günleri…

****

Anlaşılan o ki demokrasinin beşiği olarak görülen Yunanistan, korkunun esiri olmuş, insan haklarını ayaklar altına alarak, birlikte yaşadıkları Türklere esir muamelesi yapmış…

Düşünün insanlar akan damlarına kiremit koymak için bile jandarma karakolundan izin almak zorunda kalmış… Çoğu zaman da o izin verilmemiş…

Öyle olunca da Türklerin büyük çoğunluğu ya Türkiye’ye göç etmiş ya da Avrupa’ya… Verimli ovalardaki Türkler toprakları bırakınca tarımsal üretim dibe vurmuş…

Yunanistan’ın ekonomik olarak çökmesinin nedenlerinden biri de bu…

Elbette Avrupa bu şımarık çocuğunu büyük yardımlarla kurtarmış…

BULGARİTAN’A VARIŞ!

Cuma akşamı Yunan-Bulgar sınırı ‘Makas’tan geçerek Kırcaali Mestanlı’ya vardık, Bursa ekibi akşam yemeğini bitirmek üzereydi.

CHP birinci sıra adayı Hasan Öztürk ile CHP’nin Bursa büyükşehir adayı Mustafa Bozbey, Kemal Kılıçdaroğlu’nu karşılamak üzere önden gelmişlerdi.

Ertesi gün öğleden sonra Kırcaali çıkışında bu kez geniş bir ekip Kılıçdaroğlu’nu karşılamaya çıkmıştı. CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Özkan, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, DEVA Partisi (eski) İl Başkanı Serkan Özgöz, Nilüfer İlçe Başkanı Ferdun Şen oradaydı.

Kılıçdaroğlu araçtan indi, kısa bir karşılama oldu, ardından Kırcaali Belediyesi’ne geçildi.

****

Kemal Kılıçdaroğlu’nun gezisinin ana duraklarından biri, 26 Aralık 1984 yılında isim değişikliğine karşı direnen Bulgaristan Türklerine, Bulgar askerlerinin ateş açması nedeniyle can veren Ayşe Hasan ve 17 aylık Türkan bebeğin anıtıydı.

Türkan bebeğin mezarında dualar edildikten sonra anıta çelenk konuldu. Bu törene Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkanı Mustafa Karadayı hazır bulundu.

*****

Törenin ardından Mestanlı’ya geçildi. Naim Süleymanoğlu’nun anıtının önünde halkın katılımıyla buluşma gerçekleşti.

Mestanlı’daki sokak turu ve esnaf gezisinden sonra iftar programı için Kırcaali’ye geçildi.

Eski Emniyet Müdürlüğü binası önündeki meydanda kurulan sofralarda binlerce insan yerini aldı.

Neredeyse bütün Kırcaali halkı meydandaydı, Kemal Kılıçdaroğlu’na ilgi büyüktü.

Birkaç bin kişi otururken, en az 2-3 bin kişi de ayakta bekledi. Edirne ile Kırcaali belediye başkanları kürsüden bu kadar katılım beklemediklerini belirttiler, halktan özür dilediler.

***

İftarın ardından Mustafa Karadayı konuştu. Sonra kürsüye Kemal Kılıçdaroğlu çıktı. Yoğun alkışlar altında yaptığı konuşmada barıştan, kardeşlikten söz etti.

Dikkatimi çeken şuydu, bütün konuşmaların Bulgarcaya çevrilmesiydi. Aklımdan geçen de şuydu, acaba HDP yöneticileri Bulgaristan Türklerinin gösterdiği özeni neden yaşadıkları ülke için göstermezler?

PARTİ DEVLETİ Mİ, DEVLET GİBİ DEVLET Mİ?

Kılıçdaroğlu, kürsüden kısa konuştu ama gezisinin ana amacını Kırcaali girişindeki tabela önünde ifade etti:

“Size Kırcaali’den sesleniyorum. Tek bir lafım olacak. Türk Dünyası politikası, Akdeniz politikası, dış politika ve savunma sanayi politikası. Bunlar devlet politikalarıdır. Ve devlet politikası partilerden bağımsızdır. Çünkü devlet bakidir. Saray partiyi devletleştirdiği için, dış politikayı şahsileştirdiği için algı yapıyor. Aslında bu Sovyet rejimidir. Parti devletmiş gibi davranıyor. ‘Bay Kemal gelince o duracak, bu duracak…’ algısı yapıyorlar. Durmaz efendim durmaz. Bay Kemal’le devlet yine devlet olacak. Parti de parti. Devlet ciddi olacak. Olması gerektiği olacak. Herkesin kapısında para dilenen, ‘Ben ettim sen etme’ diyen bir Türkiye görmeyeceksiniz artık. Hiç merak etmeyin. Kırcaali’den herkese yürekten selamlar.”

***

CHP Genel Başkanı, Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, gönlü, aklı, beyni Atatürk’le olan insanların yaşadığı, Mustafa Kemal Atatürk deyince akan suların durduğu bir coğrafyadan destek aldı diyebiliriz.